Bu sessizlik Bu kalabalık Nasıl da acıklı uyumdalar Bu türkü Bu sus oluş sonrası resim Boğazıma hınzır bir kement...
Gökten bir esrime var gözlerimde Hevi Bir yitik zaman melodisi duyularımda Gücenik sızılı Karışıyor çocuk yüreğimin ikircim sularına Biliyorum İğde kokusu gibi değil ilkbahar Değil kestane buğusunda kış Bulanık akıyorum bu aralar Kirpiklerimden dudaklarıma Anlıyor musun?
Ah Hevi
Parmaklarım kördüğümken leblerime Bir çift çoban ateşi öpüyor yürek yerimi Yaralı içtenlikle Değil hayallerim atlı Yalın ayak sendeliyorken…
Usul usul Saç tellerimden süzülüyor gök Uzun ıslıklar çalıyor rüzgâr Güneş mahpus geceye Geceler bıçak Pencereler ürperiyor yıldız yansımasından Yağmurun sesi ki Hevi Yürek kuyularımda Yusuf!
Söylesene Hevi! Hangi yıkımın avuçlarına dualar süreyim Hangi birinin etinden hançeri söküp alayım Kalmamışken masallarda bembeyaz bir ülke Bırak Allahaşkına bırak da Örseli yükten kurtulmak istercesine Düş uçurumunda sayıklaya sayıklaya geçmişi Kentin en karanlık köşesine gömeyim kalbimi Simsiyah içleneyim sonra Tebessümü nasılsa unuttu sevinç Kekelemiyor dahi huzur Büyüyen bir gölgeyim sadece Aynada ki aksinden incinen…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yitik Zaman Melodisi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yitik Zaman Melodisi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hangi düşün tam ortasına düşer bu acı kendine münhasır. Bu yürek bu sızı, nasıl sıvazlanacak. Tebessümler kanarken öylece sızmak var çoraklaşmış kelimelerin içine usulca. Vesveselerden çıkmaya çalışırken nasıl olur da kendi dehlizinde doğrulmaya kalkar insan.
Gri ye boyanmış kaç zamandır gök/yüzüm. Kelimenin zerresini etmeden gitmek gerekliydi aslında. Ama cehennem kapısından kaçar gibi düştüm şiirin içine...
Çok iyi şiir. Özellikle tırnak içerisindeki bölümler çok çok iyi. Bir sitem ve kırılganlık her seslenişte.
“umutlanmak insanın en büyük acısıdır” çünkü içinde umutsuzluğu taşır. Lakin bu karamsarlık kadar direnme, göğüs germe gücünü de vermeli insana. Bugün "Sema Enci" şiirinde rastladığım kırılgan çocuk figürü, "Hazal Karadağ" çalışmalarında da sıkça karşıma çıkar. Aslında bu imgelem bir ortaklığı veya duygudaşlığı belirtiyor olabilir etkilenmekten ziyade. Çünkü iki kalemde farklı mimler bu imgeyi. Uzun süre sonra kalemini okumak büyük keyifti, tebriklerimle Hazal Abla...
eşssizdi...