AzalarakBiz bir elin parmaklarıydık Iki yüreğin yekpare olduğu Bir çınarın altında gölgelenen serçeciklerdik Lori lori seslerinde uyurduk penceresinden çocuk gülüşmeleri eksik olmayan yeşil badanalı evin Büyüdük Büyüdük önce gülüşlerimizden eksildik Kirpiklerimiz ıslandı Gölgemizi yitirdikçe adımlarımıza dolandı ayrık otları Yaprak yaprak döküldük Çınarımız devrildi Alın çizgisine iki büklüm olduk çok sonrasında Yutağımızda iki hece bastırılmış bir ihtilal oldu vay ki "baba"... -Ölümle yaş aldık sonrasında- Derken sesler sıtma eyleminde tenimize sığındı Z/amansızız Sözler uçurum açıtı yüreğimizde Uzakları öğrendikçe kirpiksiz baktık birbirimize Biraz daha biraz daha gömüldük içimizin kuyu kuyu sebeplerine... Biz bir elin parmaklarıydık Vadesiz sanmıştımkan bağı hikayesini Uzun uzun güleriz sanmıştım Uzun uzun severiz birbirimizi Ah ki nem dahi olmadık bir gözümüze İğne sözler yutkunduk Kurşun ipliklerden Hayıftır dedikçe Yazıklanmayı teğet gectik... Bu kaçıncı yanılsama Uzun geceler boyu Aklım şaşırma yetisini yitirmişken Kalbim yaşama sevincimden özür diliyor... ortanca (mahlasım) ve serçeciğimle Kekeme fotograflara baş parmağızı sallıyoruz şimdilerde Sus payı dahi yok keder veren tek s/özün Eşikleri atlayıp Aynaları kırdık Birbirimizin yüzünde tarıyoruz saçlarımızı Bütün yaşanmışlıkları hükümsüz kılıp Gecesiz gündüzsüz bir geçmişle İnkardan huzur edinenleri unutup Tutunduk birbirimize... Ve önce Ve ilk önce Annem düştü kirpiğimizden... Hazal KARADAĞ[ /kalin ] |