Makinistlimon küfü bakışlı sesindim seslendim diyordum ki ilk gençlik akşamlarıyla esrik seslendim ellerinin göğe değme utkusuna limon küfü öpüştük dudaklarının elma tadı yas kıyısı titrek tecrid edilmiş bir buzulluğa tetiğine bastı iç rüzgarlarımın düşüncelerin düşüncelerinde samimiyeti buruk bir adam sarışın bir kahkahayla keser düşlerini tam orta yerinden rezilce yarısı ömrümün seni anmakla geçti bendeki içimdeki diğer yarımın ben yaşamaksızlığıyla âmâ caddelerden yol dilendim sokaklardan huzur trenleri taktım aklıma uzun yolculuklara çıktım istasyon meydanlarında aradım tedirginliğimin eflatun kan revanlığını trenleri suçladım benim olmamakla her asi çocuk gibi taşladım kendi çaresizliğimi taşladım esmer bir vagonun hastalıklı camlarını kimbilir çaldım bende kalan gözlerinin anlamını trenleri taktım aklıma ayrılığın istasyondan kalkış saati köylü bakımsızlığı ikinci peronda düşselliğimizin sek hey makinist makasla şu düşlerim bitsin düşerim belki aydınlığına raylarının rayların kessin bileklerimi tüm kentlere ulaşsın yalnızlığım eski bir film gibi kalayım aklında tüm uğraklarının su molası telaşı kalbim üç vakte kadarlı serin ferah yıldızlı makasla makinist düşerim bilirsin ışıklar oynaşırken raylarında karanlığı delen yaldızlı yok yerim yurdum zamanım kağan işçen... |