Gülmekten Ölseydi Uzaklar... Bir gökyüzünü daha kandırdın, bulut arkası yalanlarına. Yarınlarına sağlık olsun, adı battı iğne attığın yerlerin. İzi kaldı kâbusumun sis kaplayan yüzünde. Hangi günah çok siyah kaldı, gecenin örtüsünde ? Ziyan yırttı perdeni, artık utanç yok sana ! Şimdi beyazın alnı kirli dudaklarda, bırak el vurma kinli duvarlarıma . Kınamıştın masum kokan yanımı. Oysa çocuksu ölüşleri hiç düşürmedim yanağımdan. Gözüme çığ kaçtı ama ses çıkarmadım. Yeter ki gürültün bozulmasın diye . Kan kusan sabahlara, kızıl akşamlar kaldı yine. Yine kaldı bir başına sana bakan pencereler. Gelseydin de bir acı daha patlatsaydın kulaklarımda. Ve gülmekten ölseydi uzaklar . As bağrını , serbest kalsın bas bas bağırdığın bensizlik. Demiştim ya sensizlik ise koca bir sessizlik. Çehren suskun bir güz yaktı, alnının ortasında. Kim sevdiye gitti seni sevmeler. Yine de bol sıhhatlı rüyalar çaldım senin yerine. Yeter ki uykun hırsıza çıkmasın diye . Üflemekle söndüremezsin buz gibi yangınlarımı. Eritemezsin daha fazla göğsümde yağan yağmurları. Sevabına yem atma, gönlümün kuşları Sana dargın. Bu kadar ses içinde hep kendi kendime yankılandım. Gül SEZGİ |