bayram sızımŞiirin hikayesini görmek için tıklayın mim hali değildir. o hal artık şiir dışı kalp içredir.
koko ağacı dalları ve ona asılı afyonlanmış iradeler dilek ve temenniler frankeştaynı oluyoruz böyle böyle arada bir saflığın bir deniz olsa kendimi kendime atıp boğmak zorunda kalmayacağım ve siz de “nasılsın?” diyerek suni bir teneffüse gerek duymayacaksınız hiçliğin çatı katında saklı yecücler... mecücler... cinler... periler... geçmiş ve gelecek onlarla birlikte iyi saatteler insancıklar... ve toynaklarında yarı hayvansı sanrılar tırnak aralarında keşkelerin tortusu eşeliyorlar yarı insansı gözyaşlarını her birinde yalnız kalma korkusu günaşırı biraz öksürük biraz balgam ve ben uyanıp balkona asıyorum bu yalnız ve hasta sonbaharı gök gürültüsü ve şimşek belki de diyorum belki de göğün gözünü korkutmaya çalışıyor beni korkutamayan bu tanrı az ileride mısır tarlaları köyüm kuzine ve közlenmiş patates yani çocukluğuma şirk koşan o ateş cıss denmeseydi ben de bilecektim kendi yaralarıma üflemeyi sizden nefes dilenmemeyi ve o çiçekli sofra bezi ekmek parçacıkları bir ayağı aksak sabah sekiz akşam beş mesai kokan bir baba ve dört kardeş fırıncının kızı olaydım diyorum bakıp elimdeki aile fotoğrafına kaburgalarıma yapışan mideme o genç anılarıma ve beni şükrana zorlayan bu cenaze hamdolsun diyorum tanrım hamdolsun veremediklerine de jir-mç |
yorum yazmasam da keyifle takip ettigim bir sayfa jir.
sevgilerimle