Unutulmuş Gazanya
saçlarının ağlarında koyuydu tan
anka kuşumsa yaralı sen gündüz düşlerimin masalcısı benimle olmayan her yerin bende olmayan her şeyindin nereye yürüyeceğimi biliyordum yine de karabasansız bir uykuya... inan gün artıklarıyla yetindi gülüşüm yüreğimi yakılmış şiirlerden eledim geldim en tatlı şarkım bildim sessizliği anı geldi evren sustu ben konuştum yerim yurdum eldi zamanım yavan buzu çözülmemiş dağa koştum neye büyüyeceğimi biliyordum yine de sisi sabahsız son öyküye... taç yaprağına rüyalarımda da doyamadığım tozuna gözlerimden gün yüzlü sular damıttığım bakışlarımda bir ilk selam gibi taşıdığımdın mahşerî bu yalanlıkta unutulduğumla kaldığım yol yoldaşım yalnızlık sızısını dünyalığım bildiğimdin güneşini sarınmıştım nahoş umuduma gurbetimin sırtı pek kahrımın ömrü yamandı kime güleceğimi biliyordum yine de ışığının suretindeki kendime... kağan işçen... |