retina yırtığıhiç ateş sönmez nevrim kaynayıp buharlaşıyor bir kurutsam bulutu ağlayacağım saçlarım sağanak yağmur toprak aynadır tanrının kolları uzanmış bembeyaz bizi bekliyor bu nasıl gecedir gölgeyi boğuyor gözlerim alev iki kaşım arasında tütüyor baca dumanı beynim akıyor aşktan kaçarken sana tutuluyorum ressamın fırçası ne aradığını bildiğindendir çizgidir sakladıkları o yüzden siyahı çağırdım oradan bir atlı geçiyor çemberin içinde sakallı şairi öldürüyorum neon lambaları sönüyor şehrin yorgunum göğsümün avlu kapısı açık tüm saat kulelerinde kar ki bakmaya korkuyordum zaten başım göğden aşağı ayaklarım boşlukta gidenlerin gözleri yok bu dalga ağır aksak kaplumbağalar cümle korkudan geçtik nehirler çıldırdı benim yerime o siyah atlı cenazemizi taşıyor yazgıyı anlamak için belki de sadece yağmur ağlayacak Aysu |
ağlayacağım. '
' belki de sadece yağmur ağlayacak '
Ah Lacivertim, yağmurlar yeterince ağlamadı mı...
Tebriklerimle, o bulut kurumasın ;)