Eksik Romans
pazar akşamları oluyorsun ya
geçiş mevsimleri oluyorum gözlerim uzakları bırakmak istiyor yoruluyorum dalları kuru bu bahçede biliyorsun...senfoni yoksunum... romanslar geçirirdim içimden ölümü düşünsem de yolların tozu toprağı çil çil aydınlanırdı adımlarımda ağırlaşan sessizliklere gebe ömrüm çocuk bakışlarıyla sokaklara esir görüyorsun...şiir yoksulum... kirli bir gün batımını ağırlıyorum yine bütün maceraları paylaşmaya hevesli her sıkıntı kendi mecrasında gizli kapaklı aramıza sokulan bu yağmurdan başka kırılganlıklar olmasın istiyorum anlıyorsun...öykü kovgunum... nazenin kirpiklerine alsan beni ve bir daha hiçbir griye bensiz dalmasan akşamlar böyle ansızın katıksız siyah olmasa densiz pazarlar kaçırmaz böyle keyfimi arkamda sevginin okşayan sımsıcak yordamı taze bir somunu böler ya özlemin içimde susuyorsun...şarkı kokulum... eksik uğunmalarla geçti yolculuklar hangi ormanla hüznümü yoklamaya girsem her kıpırtıda kaybolan sesinin tonu lambaları kapanır sonra şehrimizin acı ot kokusu saçlarına uzanır düşlerim gözyaşlarım sararan su damlacıklarıyladır yaprak yaprak koparsın da baharımdan gelmiyorsun...mevsim tutkulum... yaralı zamanlardan kaçmayı düşünmedim kendi halinde mutluluklarla oyaladım güneşi acım soğuk ikindilerle sakinleşir sandım kapandığım yalnızlığın ortasında yine kendim gidişine uyacak bir ömür kurdum dinginliklerde ya da öyle sandım ölümü doğal karşılayarak ve ayrılık ömürle aramdaki tek bağmış anladım dönmüyorsun...yıpranmış tortulum... kağan işçen... |
'taze bir somunu böler ya özlemin içimde'