11
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1618
Okunma
MEVSİMSİZ EKİM
Katline ferman sıkılmış kefenli ayrılık
Delik deşik kan fişekli gecelerin
Kundağında uyutulurdu patlamaya hazır
Sabrındaki kibrit kutusu
Vuslatı dünden hazırdır havaya uçurmaya
Satırındaki yanan fünye….
İşgal öncesi terk edilen sokaklarda
Sürüklenirken tekerlekli bebek arabaları
İnfilak gücü yüksek hasretler patlardı üzerimizde
Caddelerin sessizliğini bölen tek şeydi yıkılan evler
Harabesindeki ölü ruhlar toplanırken şehirlerden
Antik taş duvarların soğur yüzeyi saklarken kokuları
Bir kilise bir camiyle kucaklaşır
Nehir kıyılarındaki hırçın sular geçerken altındaki köprülerin
Su akar yorulurdu sevmelerin ellerinde
Yosun kokulu mürekkep izleri bulaşırken parmak uçlarıma
Toprak kokusuna kurşun döker yağmur
Mezar taşları sulanır toprağındaki otlarla
İsimler kazınır çamurundaki toprak kokusuna
Havada bir matem nedensiz bir nem…
Umarsız bir yolcu geçerken döner dünya
Vakit ikindidir
Sırtın toprağa emanet yüzün yıkanmalık yağmura
Saplanır gökten düşen her damla göğsüne…
Karınca yükü kelebek mevsimi çöker üzerine
Mayınlı hatıralar resimlerde patlardı
Şimşek sonrası ıslatılan mektuplardaki izlerini
Sonbahar yakalarken dudak kenarımı
Bir yaprak konardı iki ekim yapardı
Bir yanımda sen ekilirdin
Diğer tarafa dikilirken gazel
Dilimde bir son ezgi kopardım düşerken hafif bir yelde
SANA KARIŞMAK TOPRAĞA AŞKLA KAVUŞMAKTIR ….
5.0
100% (11)