İllalia
İllalia
nokta koyarsam virgül üzülür dercesine bir yağmur sardı çıplak mutsuzluğumu seçenekler arasında gidip gelen bir öğrencinin son gördüğü uykuda işaretledim özlediğim rüyayı kan geçmese olmaz sabır eti yenmiş kemikli bir meyvedir kuşlar uçunca lambalardan tadı olmaz saadet sivri zekalı bir cisimdir batarken fransız öpücükleri bir yarımada gibi kalır kız kulesinden akan bekaret yargıcı söner mum allah dillenir son çocuktur ellerim bedenini emerek hayatta ölümle dirilir ki sadece bir ek değildir bacaklarında sütsüz göğüslerinde batan gemilerin hiç günahı yoktur belki saçların bozar bu bütün aynaların kırık buğularını belki tekrar eder titremesi annesini kaybeden dalganın denizi mora morsan morum amenna siyah içersek karşılıklı severim beyaz da hani tutuşursa parmaklarımız çıra gibi piknik de yaparız aklımızı serip üzerine oturduğumuz yemyeşil bulutlarda aşk karınla ama sen sorsan beni telefon numaramı dahi ezberlemedim yanlış tanrılardan çaldırıp kapatıyorum karanlığımı tek korkum yanlış peygambere faks çekmek sana inanmıyorum diye aniden yorgun ormanlar gezdim lila renginde adımlarla unutmuşum ama en çok tek sen beni ben de tükenmelere bilet almaya yanlış virgül yanlış yangınlara gebe yanlış nokta yanlış beyazlara gark içimdeki vahşet bu şehri durgun çocuklar etekleri çekiştirmeden yalnızlık yalvarma sus ayağa kalk soyun! Payanda |