Ellerinde Zehirlenmiş Kimliğim
Konuşmaktan bile yorulur oldum,
Bu kadar anlamsız, bu kadar anlayışsız dünyada Hayallerimin katillerinin böldüğü sessiz gecede, Bir tek kırık sesleri ve kırma sesleri Bıçakların Sessizliği bölen o geceyi ısırmak istiyorum En zehirli yerinden Zehir aksın içime, ciğerlerime kadar Çekeyim istiyorum Sabaha denk gelen günün ağaran yerinden Gece zehirlesin beni En zehirli otlar ile Hani şu kemoterapi kokan Kobra yılanının zehirli kokusundan Aydınlığın hatırına gece Gecenin hatırına zehir Ve kâbuslar böler geceyi Ağrılarımız karnımızda toplanırken Üst kurul sızılarımız söz sahibi olunca Sana koşmalar biriktiriyorum her sabah Güneş tam tepedeyken Ağrıyan dizlerimle Sana kavuşmak varsa zehrin ucunda Ağrılardan masal anlatmayı da öğretirim dizlerime Karnımda her toplandıklarında Dokununca sana güneş gibi sıcacık Ilık bir yaz günü mevsim Saatlerin geçtiğini anlamak Geceye kalır. Geçtim güneşin en dokunaklı saatinden İçimizdeki zehir Ellerinde zehirlenmiş kimliğim Ellerim zaaflarına yenik, kendinden geçme karesinde Ellerim yok Ellerin hissettiğim Bir çocuğun hüzne bulanmış dudakları gibi sevincimiz Geçici bayram sevinçlerinin hevesleri Gökte yıldızlar Yerde deniz Hangimiz daha mavi Hangimiz daha deniz Kim daha çocuk? Hiçbir savaşı silahlar bilmez Çocuklar bilir savaşın ne olduğunu Hiçbir zehir ardında bıraktığı izi bilmez Zehre karışan bilir Ölümü biz biliriz biraz Bir de kurşunlar Gecenin sessizliğini bölerken hayallerin katil kurşunu Bir şiir dökülür kalemin en kalın yerinden Sığmaz kağıtlara Sığmaz dünyaya yansa da kitaplar Bir yüreğe yerleşir belki Suç ortağı kelimeler Siyahın en kalın rengi Kalemden dökülen bu şiir Şiiri işlenen kağıt anlamaz İşleyen kalem bilir *** Kurşun sesi böler geceyi Ve hayaller zehirli bir ottan farksızdır artık Yaşamaya çalışanlar için Yirmi Yedi Eylül İki Bin On İki 14 15 Nevin Akbulut |
sustum öyle ise anlamsız bu hayatın
canına yandığım hayallerine sustum...
suçtum...
sana koşmalarımda güneşler takıldı ayaklarıma
düştüm
yalnızlığın zehir kokan cezalarına...
"ölümü biz biliriz biraz
birde kurşunlar"
birde
gecenin sessizliğini delen
kağıda dokunan kalem...
abla sussun mu nevinim...
bilirim bolca saçmalama hakkım vardır
lakin saçmalamak bile bazen bir anlam kazandırmaz bu hayata
ha işte öyle bir günün ertesin de hala dünün zehri bu güne yayılan...
kelimelerini araladıkça...
anlamsızımın yüzüne tükürmek geliyor içimden...hani bu yüzden susmak iyidir bazen....(anladın sen)
sen hep yaz emi gül güzelimm
ablada saçmalasın işte yerli yersiz...
kelimelerden tutunalım hayat denen bu illete...
günün ay/sın
ay sın sen ay...