Baharı yitiren masum değildir
Baharı yitiren masum değildir.
Gün dönümüne yakalandı yine bedenim. Ruhum kendi cebine kaçmış Kalbim bir başkasının avucunda çırpınsın, dursun. Görmek istenilmez çektiklerim Bir kum tanesi gibiyim, hangisi olduğum belli değil Umurunun kumsalında… Bir güz sancısı değil bu yaşanılan Söylemekle geçmez söyleyince olmadıysa… Kimi gün yangın der bazısı… kimi gün hicran Benim içimde her an yangın, her an hüsran Aldanmış gitmiş zihnimde… söylemsiz sesler Göğsümde senden sancıyı, geçirmeye yetmez Beni bensiz eden yabancı eller.. Bu bir yangındır ne söylersen söyle Öyle ki su içmekle olmuyor, Bardak da parmak izin yoksa..! Öyle ki ekmek haram Öyle ki sevmek sen yoksan koskoca bir yalan… … Bir aydınlık yok gürupda Şafak sökmüyor her yer karanlık Uykusuzluğumun ederisin belki Öyle ki her şey var içinde.. Böylesi çok verem yalnızlık… Suskunluk içinde dillenmiyor hiçbir cümle Suçun bedelini ödeye dursun ciğerim Her daim nefesime kuruluyorsun Anlamak ne kadar güç sana bilmem..! Her gün gelip beynimin orta yerine Damarlarımı kesiyorsun… Koşmaya mecalim yok Bir türkü okuyorum bazen, ıslığıma karışıyor Kızıyorum küsüyorum.. Ben sen yoksun diye söylüyorum Ben sen yoksun diye bölüyorum Ben sen yoksun diye ölüyorum… Düşünceler ikliminde bana mevsim hazan bilirsin… Yokluğun nasıl her gün kangren ediyorsa göğsümü Sızı içinde yürüyorum… Umurumda değil hiçbirşey… Gazete okumuyorum artık Haber bilmiyorum Ekmek sormuyorum taze mi diye Süt içmiyorum örneğin Su tüketmiyorum… Bir kendimi biliyorum hayat izinde… … Çıkmaz sokaklardan kaçmak için Bitiriyorum zamanımı Varlığın olmuyor ya emrine göre..! Bir söz veriyorum kendime Onu da bir tek ben biliyorum Sırdaşım yok, duyan yok, bilen yok, gören yok Bir soru misali yükseliyor içerden Dönmeye niyet olmasın da yerinden Çift rakamları sevmessin sen Bir mi ? iki mi ? Bu kez iki..! Bahari yitiren masum değildir… İsmail Yılmaz |