Titrek çizgilerhiç istemezdik gölgemizden çıkmayı birleştirmeyi başka gölgelerle çünkü erir giderdik arada sevmezdik kaybolmayı bilmezdik ki gerçek aydınlığı oyuncakların kırılacağına akıl erdiremezdik attığımızda parçalanacağını oyunları sürdürürdük ve büyüdük bütün gölgelerimizi koynumuzda saklayarak ya da gölgeliğin giysisini soyarak kendimizle başbaşa kaldık el salladığımız yolcular gördü mü bizi gözlerinde bıraktığımız masmavi düşlerimizdi onlar da sakladı mı acaba bir gülüşün pembe dolgularını bir kıyısında kalplerinin. bir el gölgesini sakladılar mı sayfalarında titrek çizgilerle çizilmiş varlığın simgeleri bir çıktık gölgemizden bir daha giremedik eskiydi, dardı, çocukçaydı bizi bırakmayan özlemler yeniden biner miydik dönme dolaba bütün rüzgârları başımızda eserken çocukluğun sevinir miydik yaşadığımıza sonra baş dönmelerimiz geçince büyüdük uzaktan el salladık gölgelerimize buruk bir gülümseme dudağımızda böyle olmayı istememiştik trenler kayıp giderken çuh çuhları bizdendi Nazik Gülünay |