Hayal/et Gemiler
Bir dokunuş, ruhundan
Bir öpüş, en şefkatli yanından. Peşimden Tüm dualar ruhumun peşinde, Ölmemi diler gibi. Ölü ruhlar ardımda, Canlı bedenime karşılık, Kimsesizliğimin peşinde. l Saçma sapan duygular tam burada başlıyor, Şiirin orta yerinden bölüyorum hayatı Yaşam ve ölüm arasında Gidip gelmelerim bitmiyor. Yoruluyorum yaşamaktan Bazen de ölmeyi düşünmekten. Güneşle birlikte giden gemileri düşlüyorum, Batan gemilerin hayaleti düşüyor, gözlerimin önüne, Yeniden batıyor, batan gemiler, Tüm eski hazineleriyle. Hayalet bedenleriyle. ll Güneş daha önce batıyor giden gemilerden, El sallamak yetmiyor geri gelmeleri için. Denize su dökmek de yetmiyor artık, Deniz kendi suyunu içiyor Gemiler hep gidişte, Hep arkası dönük, Yuvarlaklaşan denizin ortasında, Daha da yarımlaşıyor Tüm gemiler giderken. Balıkların evi, hayalet gemiler, mercan mahallesi Ne ölü ruhlar birikir gidenlerin ardından, Gidenler kaç cenaze sığdırabilir bedenine? Hayaletler de güzeldi bir vakitler, Hayalet olmadan önce, Daha ölmeden, Güzel ölüler, ölecek yüzler, Güzel sözler söyleyen ölü kalpler vardı. Beyaz gömlek Omuzları yok Yakası hiç yok Kollarımız düşük. lll Ölü evinin matemi birikir her defasında, İlk acı gibi, Son olmayacağını biliriz, Bilerek acınır içimiz Yaşadığımız kadardır acılarımız, Ölü evinde pişen helvanın kokusu hatırlatır yalnızlığımızı Ve haykırır yüzümüze bir gün öleceğimizi. Dört gözle beklendiğimiz bu hayatta Dört göz birden ağlar biz giderken. Unutulmuş hatıra kırıntıları tekrar çıkarılır, Naftalin kokan sandıklardan. Gittiğimiz ilk günler daha bir çok anılırız. Sonra dünya döner, Dünya döndükçe uzaklaşırız Gittiğimiz yer gerçekten uzaktır artık Dönüşümüzün olmadığı yerde de unutulmaya başlanırız. Dünya döner, Zaman geçer, Gemilerin hayaleti kalır aklımızda, Bizim hayallerimizin kaldığı yürekler gibi Uzaklaşırız; Misafir olduğumuz hayattan, Ait olduğumuz yaşama. Dört Eylül İki Bin On İki 12 00 Nevin Akbulut |