İlk Nuh Tufanı = Utnapiştim Derki
Binlerce yıldır zarar vermemiş sırlarıma
Minnettarım onları yaşatan Gılgamış’a O sırlarımı şimdi anlatayım kısaca Zerre yer yok anlatacaklarımda kuşkuya Şurrupak’tır insanlığın ilk en büyük kenti O ülkede yaşayan azgın insanları Fırat’ın bereketli toprakları beslerdi Fakat Rabbin hoşnut olduğu söylenemezdi O cennetin dünyada yoktu başka benzeri Oradaki güzelliği insanlar göremedi O güzelliklerin değerini bilemedi Hoşnut olup Tanrıları hoşnut edemedi Oysa maddenin yapısına da aykırıydı Tanrıların onlara yaşam diye verdiği Onlarsa kargaşadan başka şey düşünmedi Saçtıkları kötülükler göklere yükseldi Göklere gitti Tanrıları rahatsız etti Tanrılar da toplanarak ortak karar aldı Karar insanların tamamını yok etmekti Daha önce de benzer karar almış Tanrılar Yetmemişti yok etmeye salgın hastalıklar Depremler fırtınalar sürekli kuraklıklar Görev Enlil’indi hatırlatıldı olanlar Enlil ne yapacağını günlerce düşündü Kolay değildi yok etmek bütün insanlığı Öncekilerse başaramamıştı o işi Kolay çözüm bulamayınca öfkesi arttı Sonra yaptığı Tanrıları bile şaşırttı Gökten aldı aydınlığı koydu karanlığı Açtı gök barajlarının tüm kapaklarını Şimşekten daha hızlı boşalttı sularını Altı gün altı gece yaşattı kıyameti Analar babalar evladını göremedi Dehşet içinde Tanrılar göklere yükseldi Yedinci kattaki Tanrı Anu’ya sığındı Şimdi gitmeliyim tufandan az öncesine Söylemeliyim söylemem gerekenleri de Tanrıların toplantısından hemen sonra Düşüme girip benimle görüştü Tanrı Ea Yapmam gerekenleri söyledi tam açıklıkla Anlattı tufanın nasıl olacağını da Söylediklerini dediği şekilde yaptım Gemiyi bitirip al dediklerini aldım Tufan olup bitti sular yavaşça alçaldı Gemimiz en yüksek dağın zirvesinde kaldı İlk saldığım kuzgun konacak yer bulamadı Eğer bulsa oradan işaret getirirdi Güvercini saldım bir zeytin dalı getirdi Anladım bize en yakın dağlar zeytinlikti Emrettim yedi yerde yedi ateş yakıldı Pişen etlerin kokusu Tanrılara ulaştı Tanrılar da geldi katıldı kutlamalara Az gecikmişti Enlil yoktu aralarında Gelmesini isteyen yoktu arzulayan da Bir tek canlı bırakmadı diye karalarda Enlil gelince başladı tatsız tartışmalar Anlaşmazlığı zar zor tatlıya bağladılar Kutsal kitaplardan önce kazılıp yazıldı Tufan denen olay anlatılarak taşlara Bu gerçek ispatlandı bilimsel olarak da Şurrupak Kiş Uruk’ta yapılan kazılarla Şimdi insanlar kendi kendini kandırmakta Kendi kendine yalan söyleyip uydurmakta Kutsal kitapları Allah gönderdi demekte Tufan Gılgamış’ındır kanıtlandı bilimle Muhammed der Rab şah damarımdan yakın bana Düşünüp anlayıp kavradım hak verdim ona Cahil anlamaz uyar aklından geçen san’a Allah’ı koyar göğe Muhammed’i dünyaya İsa’nın hiç olmadı İncil denen kitabı İncil değildir Kuranan gibi Rabbin sözleri Onu kapsamakta isa’nın öğretileri Allahtan gelmedi yazmıştır öğrencileri Geçmişi anlatmakta bütün kutsal kitaplar Değişerek gelmiş tufandaki kahramanlar Gerçek tufanı abartarak anlatmışlar Bir haftalık tufan sonra sürmüş aylar yıllar Öyle bir tufana ne gemi dayanır ne canlar Öyle durumda bir çift canlı çıkartamazlar Gerçek tufan bilimseldir açıktır ispatı Onlardır kutsal kitapların da anlattığı Mümkün değil tüm dağları suların örtmesi Sonra çekilip başka diyarlara gitmesi Dünya Şairi Tunus Öztürk |
Kutsal kitapları Allah gönderdi demekte
bu nasıl sözdür
o insanlar nerden öğrendiler tufanları Tabii ki Kur'an'dan !
"Gerçek tufan bilimseldir açıktır ispatı
Onlardır kutsal kitapların da anlattığı
Mümkün değil tüm dağları suların örtmesi
Sonra çekilip başka diyarlara gitmesi"
ALLAH HERŞEYE KADİRDİR!
Ayrıca dağların suların altında kaldığı da bilimsel olarak ispat edilmiştir..
kutsal kitapları kim gönderdi sizce?
küfre giriyorsunuz kardeşim
şiir yazayım derken
bir yerlerden alıntı ise dahi tasdik etmemeniz gerekir
çünkü bilindiği gibi ateist yazarlar bu gibi saçma sapan yazılar yazmış ve hala yazıyor
Şiirlerin Ziyası tarafından 9/3/2012 11:55:39 PM zamanında düzenlenmiştir.