Kuran İle Diyalog Dokuz& Haç & Yaşamak için gereklir görür duyar olmak Onun için şart yüksek insanları tanımak Aksi takdirde mümkün değil Kuran’ı bilmek Hazreti Muhhammed’i anlayıp kavramak Kolay mı giden gezegenlerin hızını ölçmek Bir birine uzaklığını milimle bilmek Güneş’in ay’ın tutulma sırlarını çözmek Ne zaman nerde tutulur saniye ile bilmek Diferansiyel ile Entegrali bulmak Evrenin tüm sırlarını tartışmasız çözmek Bilimi inkâr edemez en geri zihniyet Newton’a indirildi nice sır ayet ayet Geleceği onun gördüğü edildi ispat Geleceği tek tanrı bilircilere inat Dini doğrulamaz en ileri medeniyet Kuran inkâr edilmezdi anlaşılsaydı şayet Anlaşılması için onu dinlemek gerek Anlamadıklarımızı sorgtulamamız gerek Onun dokunulmazlığını kaldırmak gerek Mümkün değil onu aciz duruma düşürmek Sel olsan yürüyen dağ olur gelir üstüne Bir damla su olursun avucunun içinde Pek güvenen kalmamış günümüzde Kuran’a Aciz kalır diye pek güvenen yok dinine Tüm dünya bir olsa üstün gelemez Kuran’a Aciz insan elinde düşer o aciz duruma Girmiş yobazlar bilim adamı kılığına Kalp diyorlar Kuran’ın beyin bildirdiğine Beyinleri alıp koymuşlar kalbin yerine İnancı doldurmuşlar kafalarının içine Ayaklar baş olmuş dolaşırlar içimizde Başlar da ayak olmuş geziyor altımızda Akıl olmaz akılsızların seçtiğinde Akıl baştadır gelişmiş çağdaş ülkelerde Akıl göğüstedir geri kalmış ülkelerde Kuran’da tutsak olmuştur onların elinde Her şey açık Haç Sûresi ayet kırk altıda Beden gözleri görür duyar kulakları da Bedenlere değildir Kuran’ın isyanıysa Söz konusu değildir göğsündeki kalbi de Eskiler göğsün içinde sanırdı aklı Bize tanıklık eder Homero’un destanı İsyanı insanın kafasındaki beynine Oradaki aklın sağırlığına körlüğüne Bir başka deyişle bedensiz ruh halimize Bedene ait tek söz yok o sözün içinde Alın da bir inceleyin Yaratan aşkına Bakın ne işler açılmış Kuran’ın başına Diyanet Vakfının bakın altı âlimine İkibin sekiz yılı Ankara meâline Söz ederler göğüs içinde düşünen kalpten Nedir bundan daha acı vahim olan Ulamalar söz ediyor düşünen kalplerden Böyle şey duyulmaz bilimden ve kör cahilden Bu sözlerim Haç suresi ayet kırk altıdan Yanlış anlamışsam aydınlatsın aydınlanan & Rahmân & Biz ne demişiz Rahman suresi ayet beşte Güneş’le Ay’ın hareketinin var hesabı Newton tarafından doğrulandı doğruluğu Bilim ile dinin hiç olmadı çeliştiği Bu olay taşımakta mucize niteliği Yaşanan sahte dininle bilimin düşmanlığı & İnsan & Dünyamızın en bilgeler bilgesidir Kuran İnsanlara öğüt verin Hak yolu gösteren Batıl yolları kapatıp ona engel olan İyiler değil kötülerdir Kuran’ı yoran Ol hakkı batıldan aklı inançtan ayıran Aradaki farkı görür azacık düşünen Allah kimseyi mahrum etmemiş o yetiden Hayvanlarda dahi yok kötülüğü bilmeyen Yalancıdırlar inanılmaza inananlar Kuran’ın verdiği misali gerçek diyenler Verilen öğütten ders almayıp sapıtanlar Apaçık gerçeklere bakmaktan kaçınanlar İnanıyoruz dediklerine inanmazlar İnananlar gittiği yoldan geri dönmezler Gerçeği görüp bilenler bir şeyden korkmazlar Görmedikleri şeyi gerçek kabul etmezler Kuran’daki cesaret yoktur yıldırımlarda Hangi soruna yanıt alamadın sordun da Haktan daha güçlü olan yine haktır onda Hata sende batılı aydınlatamadınsa Dünya bir olsa ulaşamaz ondaki güce Kim öyle olmak istemez gücüne güvense Yalancı peygamber çıkar bazen pazara Sonra dünyaya oluverirler maskara Kura’da kesin görünmekte Tanrının gücü Her insanın içinde var iyi ile kötü Görebilenler görür Kuran’da aynı şeyi İyiye kötüye gösterir o doğru yolu Bu savımızı doğruluyor İnsan suresi Kolay değildir ayet üçte görmek o şeyi Şüphesiz der insana doğru yolu gösterdik İster şükredici olsun isterse nankörlük & Zilzâl & Rabbin bin bir çeşit yasası vardır bilimde Onlara benzer kanunları da var Kuran’da İşimizi kolay kılar misaller bilim’le Bilime benzer yasayı görelim Kuran’da İki farklı cisim birbiriyle çarpışırsa İkisi de eş kuvvet uygular zıt yönde Bunu anlatır bazıları başka şekilde Her etkiye zıt yönde doğar eşit tepkime Maddi yasaların benzeri görünür Kuran’da O mananın maddesidir kavranır akılla Kimler zerre miktarı hayıra çevirmişse Kimler zerre miktar ile şer işlemiş ise Aynı karşılığı alacak her ikisi de Hayıra Hayır şerre şer maddenin aksine Açıktır bu Zilzâl’in son iki ayetinde &Bakara & Bakarada var iki yüz seksen altı ayet Surenin önemini anlatmaya yok hacet Akıl ile inancın sırları çözülecek Anlamak isteyenlerse etmelidir gayret Dünyanın diğer yüzü Kuran’da anlatılan Kuran’ı anlar verilen misâli kavrayan Her şeyi Allah bilir der çıkar anlamayan Nedir denizle karadaki yaşamı bölen Karada yaşayamaz denizin canlıları Denize dalamaz karanın hayvanları Karayı uzayı bilmez deniz canlıları Denizi uzayı bilirken kara hayvanı Kara aklı temsil eder sularsa inancı Karalardadır aklın inanca üstünlüğü Doğrudur sudakilerin görüp duydukları Gerçektir karadakilerin anlattıkları Kuranın’da vardır buna benzer bir misali Çoban temsil eder aklı koyunlar inancı Koyun gibidir Rabbi görmeyenlerin hâli Koyun çobanı dinler gibi dinler Kuran’ı Onlar sağır kör ve dilsizlere benzetilir Bizlere düşünemedikleri bildirilir Onlar için akıl sahibi değil denilir Onlarda akıl arayan onlardan beterdir Ayet yüz yetmiş biri inceleyenler görür O ayetin bizlere dedikleri de budur Herkes inanır görmek pek de kolay değildir Peygamberler dahi körlüğe dâhil edilir Bu hususta bir değil pek çok ayet bilinir Ayet iki yüz altmış buna tek bir örnektir O ayette İbrahim Allah’a yalvarır Ölünün tekrar dirilişini görmek ister Allah ona inanmıyor musun diye sorar İnanıyorum der de sözüne devam eder Aklımda görüp o da buna inanmak ister Bir başka deyişle mutmâin olmadım der Göründüğü gibi akıl başka insan başka Her zaman olmayabilirler aynı görüşte Akıl inanmıyor insanlar inansa da Aklını mutmâin etmek İbrahim’in arzusuda Akıl inanmıyor insanlar inansa da İnancı hâkim olmaktadır aksi insana Yok gerçeği görecek göz duyacak kulak da Öylelere kalmış anlaşılmamış Kuran da İnanan var aklının gördüğü kati gerçeğe Akıl hâkim olmakta böyle insanlara Onlara düşer kuranı yerden kaldırmakta Kaldırarak güneşin ellerine vermek de Biz inanabilir aklı inandıramayız Ya aklımız inanır bizler inanamayız Bazen aynı fikirleri paylaşabiliriz Açık ki biz akıl ile aynı şey değiliz Bu konu irdelenmektedir ilk ayetlerde Aklı inanmıyor inansalar inansalar da Bu yüzden rastlarız hep yarım Müslümanlara Bin dört yüz yıldır rastlamadık tam olanına Savunan tek kişi var Kuran’ı ölümüne Kimse susturamaz onu çıkıp karşısına Tam Müslüman’ın da yapmalıyız tarifini Gerçekleri hem kendisi görmeli hem aklı Bilim ile vicdanı doğrulamalı onu Hem gözleri şahit olmalı hem kulakları Bilim insanları bilimin halkalarında Rastlayanlar var mı Muhhammed’in ardılına Kuranı yücelttiğini sanır alçatan da Şansa yüceltmektedirler onu yüceltenler de Günde iki kez doğru söyler bozuk saatler Aynı şeyi yapar bilimle dinde yobazlar Hastalıkları teshiş edilmiş ayet onda Çağımızın tıpbı belki yetişir yakında Hiç gerek yok ruhu bilmsel araştırmaya Ulaşmış olur söylenen sözü anlamakla İnsanlar olursa bilimsel bigiden uzak Onları beklemektedir bin bir çeşit tuzak Beyini doldurur bedensel göz bedensel kulak Etrafta duyduğunu gördüğünü alarak İmkânsızdır bir daha öyleyi adam etmek Yetiştirdikleri insanları da düzeltmek Bakara suresindedir doğrulayan ayet Yetmiş sekiz derki insanlar zandan ibaret Nedir insanları zan eden buna dikkat et Başka tür geçilmez burada bulunan sırat Hiç güvenilir değil insanların inancı Hiç işe yaramamış Musa’nın mucizesi Yetmiş halkından kısa bir süre ayrılması Tanrı ile görüşmek için Tûr’a çıkması Altınları eriterek buzağı yapmışlar Rab diye yaptıkları buzağıya tapmışlar Bunu der doksan iki doksan üçteki ayet O aklın değil inancın Tanrısı dikkat et Hani denizi bölmüştü Musanın asası Hani sularda boğmuştu Firavun Ramsesi Kayalardan akar yapmış on iki çeşmeyi Kızgın çöllerde göklerden gelirmiş yemeği Bu mucizeleri yaşayanlar ne yapmışlar Altınları eriterek buzağı yapmışlar Rab diye yaptıkları buzağıya tapmışlar Allah bilir inançlının inanmadığını Söyler insanları imtihan ettiğini Söylemekte insanın sınıfta kaldığını Anlatmakta imtihanın olup bittiğini Okuyun Taha suresi seksen beşi Olmuş mu Allah’ı kandırabilen inançlı Söyler Samiri’nin onları sapıttığını Kanıtlar insanların Rabbi terk ettiğini Yüz otuz altı der hak dinin bir olduğunu Yüz otuzla yüz otuz iki destekler onu Hak yoldakileri aynı görür altmış iki Dinler aynıdır yolları Hak olsun yeterki Hakka inanıp hiç şüphesiz iman edenler Hak yolda yürüyüp hayırlı işler yapanlar Hangi dinde olursa olsun cennetliktirler Aklın ve inancın cennetle yoktur ilgisi Hak yolda olmasa hepsi boylar cehennemi Yolların en çetinidir inananların yolu Yoktur onların duyan kulağı gören gözü Ayetlere baksın görmek isteyen gerçeği Hiç bir dinin yok bir başka dine üstünlüğü Kuran’ı Kuran yapan Kuran’ın büyüklüğü Onu dibe vurdurdu müslüman’ın yokluğu Yerden kalkıp alacak o gökteki yerini Kimse indiremeyecek yere o güneşi İnsanlar başka şeydir akıl ise bambaşka Akıl vardı dünyada insanlar hiç yokken de Onda eksilme olmaz bir tek insan kalsa da Çoğalmada olmaz dünya insanla dolsa da Bizler yaşlanmayız beden yaşlanır biliriz Bizler ölümsüz varlığız beden de değiliz Nedir diye sorarsanız eğer deliliniz Rab hiç bir şeyi yanıltmaz budur güvencemiz İçinizde yok mu tekrar dirilme hissiniz O hissi Allah koymuştur bunu bilesiniz Sanmayın bilm insanları bilimi bulur Onlara gerçek bilgi gerçek âlemden gelir Akıl savlarını kanıtlar bize gösterir Kanıtları inkâr edilebilir değildir İnsan kendi varlığından şüphe edebilir Bilimile teknik şüphe götürür değildir İnancın en büyük düşmanı olmuştur Kuran Düşman olmasına yeterde artar tek neden Pek çoktur kendini Allah sanıp Allh bilen Çok batıllar gördüm Enel Hak diye bağıran Kendine laf söyletmez kendini öyle bilen Öyleler olmuş şimdi Kuran’ı yorumlayan İnsana ulaşır gerçek şeytanı arayan Şeytandır onları Enel Hak diye bağırtan Çocuklar nasıl inanırsa ailesine Akıl ile görüp anlayıp kavramasa da Sonsuzkere sonsuz inanır İbrahim Rabbe Aklı ile görüp anlayıp kavramasa da Akıl kesin gözüyle bakmaz hiçbir şeye Şüphe taşır o en emin olduğundan bile O yüzden sordu İbrahim dirilmeyi Rabbe O da yanıtladı tam Müslüman olsun diye Demek Rabbe inanmaz peygamberin aklı da İnansa Allah’a sormazdı merak edipte Surede şudur varılacak en iyi olgu Akla üstün tutan batıl kişidir inancı Her şeye şüpheyle yaklaşır bilim insanı Şuna şüpeyle bakmaz mı inançlının aklı Hangi insan görmüş her yerde olan Allah’ı & Enfâl & Muhammed’in peygamberliğinin var kanıtı Anlayıp kavrayanın kalmaz zerre kuşkusau Enfâl bulutsuz göklerde gösterir güneşi Gör ayet yedi sekizde çözülen düğümü Gerçekleşmeden plânı yapılmış her olayn Bozulması mümkün değil Rabbin düzeninin Bir çok görevi vardr her dağın her geçitin Gerçek görevi açıktır Termoplain’in Engel konulmalıydı önüne kötülerin Oraya geleceği bilinirdi Perslerin Mucizedir o yerde eseri depremlerin Fili yediği yerdir orası karıncanın Peygamber Muhammed’le nedir dersen ilgisi Peygamber içinde vardır Rabbin mucizesi Müslümanlar beklerken Kureyş’in kervanını Karşılarında buluverdiler ordusunu Kuran söylüyor bunu Allah’ın bildiğini Her şeyin olmadan önce tasarlandığını Susuz çölde neden o gün yağmur yağdığını Onun müslümanlara bereket olduğunu Düşmanların ise felaketi olduğunu Bu da Peygamber oluşunun başka kanıtı İnananlar kanıtlayamaz inandığını Kanıtlamak için kullanmalıdır aklını Gerçek olan akıldır o dinler kendisini Hiçliği yaşarız eğe dinlersek inancı Kimse sanmasın Rabbin işinin bittiğini Evreni kendi kaderine terk ettiğini & Ali İmran & Açıktan da açıktır Kuran’ın Hak olduğu Aynı açıklıkta Muhhammed’in Elçilği Gerçek bilimden alanlar en yüksek payeyi O zirvelerden bakanlar görür bu gerçekleri Bilinmektedir Marie Curie elementi Milyonda bir o cevherde radyum oranı Marie toplardı onda radyoaktif elementi Onlara o zayıf peri ışınları derdi O karanlığı aydınlatır hem ısıtırdı Marie’dir çözen ondaki gizemli sırları Ali İmran ayet yedi yapar aynı şeyi O ayet anlatmaktadır gerçek Müslüman’ı Vurgulamaktadır aklı selim insanları Gerçeği onların görüp kavradıklarını Bilimde en büyük payeyi aldıklarını Cahillerin gerçeği göremediklerini Söyler Kuran’ı sapıtıp yalanladıklarını Bilge bilir Kuran’ın Allah’tan geldiğini Bilimsel yasalar gibi işlediğini Samimi insanlar da inanır aynı şeye Onlar gerçek müslüman’dır bir şey bilmese de Açıkca Kuran onlara şunu söylemekte Gücünden fazla yük yüklemez Allah kimseye Geçerli değil gücü olup kullanmayana Akıllı olupta aklını işletmeyene Nasıl bilerek işlenen suç af olmuyorsa Güçsüz sayılmaz gücü olup kullanmayanda Ayet seksen dörtte açıktır tek din olduğu Anlayanların tüm Peygamberlere uyduğu Eş deyişle Hak olan doğru yolu seçtiği Hiç bir dini diğerinden üstün görmediği Ayet yüz elli üçte inananların hali Nasıl Musa’yı terk etmişse inananları Muhammed’i de bırakıp kaçmış öyleleri Eleştirilmektedir orada uhut savaşı Bu gün kimse gösteremez o hoşgörüyü Gösterse olmaz Kuran’ın anlaşılmaz yeri Müslüman mıdır inanarak Müslüman olan Peygamberi dinlemedi Peygamberi duyan Hepsi kaçıştı olmadı geri dönüp bakan Müslüman mıdır peygamberi bırakıp giden Nedir kaçanlara Peygamberi terk ettiren Hiçbir şeyden kokmaz Alla’ı yanında gören İnananlar özde değil sözde Müslüman Tek Harun’du kardeşi Musa’yı terk etmeyen İnançlılardı altından buzağıya tapan Biraz sonra cevap versin cevap veremeyen Şu olay kararsızları kurtaracak olan Misal veririm isteyen anlar yorulmadan O dikkatleri de toplamaktadır dağılan Bir zamanlar dünya yürümüştü Türkün Yurduna Göğüs göğüse çarpışıldı Çanakkale de Gerçek müslüman vardı dünyanın karşısında Atatürkte yanan ışık geçmiş ordusuna Süngü takıp çarpıştı mermileri tükenen Cennet yada memleketti onlardaki özlem Atatürk benim her emrim dinlenir demekte Yapılmayacak söler olamaz der dilimde Sahipti on dokuzun katlarının sırrına O sırlar yıktı dünyayı düşmanın başına Bakın insanlığa bıraktığı mirasına Var olan var mıdır akıldan bilimden üste Eğer bir zerrecik hak bulunsaydı inançta Muhhammed’i dinlerlerdi Uhut Savaşında Kaçmalarında yok zerre haklılıkları da Bu yüzden ağırdır Kuran’ın söyledikleri de Bu konuyu da bitirelim başka bir sırla İnanç körse yıkılır Peygamber ordusu da & Haşr & Olmakla olmamanın sırrı Haşr suresinde Çoğu insan yoktur var olduğunu sansa da Çoğu insan inanır şeytanın bildiğine Şahit olan varmı şu gerçeği duyduğuna Onu kimse söylemez çünkü gelmez işne Şeytandır insana batıl yolu hatırlatan İnsandır onun hatırlattığı yoldan giden Şeytan uzak durur kötü yola sapmaktan Batıla gitmez korkar âlemlerin Rabbinden Cehenneme gidermi batıl yolda gitmeyen Ayet on altıya baksın bana inanmayan Şeytan cennete gider çoğu insandan evvel & Cuma & İnanmayı kim Müslümanlara mubah kılan İnanmaya en ağır darbeyi vurur Kuran İnananlardır Peygamber’i bırakıp giden En ufak çıkar için dinini yere atan Onlar Kuran’ı asla anlayıp kavrayamaz Kuran da o zavallılara yük yükleyemez Kuran’ın yükü ağırdır onlar kaldıramaz Onu eğlence edeler altına giremez Gerçek olan beden gözü kulağı olsaydı Dünyada cahil insan bulmak çok zor olurdu Bilinir herkesin hem gördüğü hem duyduğu O zaman çalışmanın da anlamı olmazdı Bunları çok çok açık söyler Cuma suresi Eşeğe benzetir ayet beşte okumayanı Eşek olmasa âlim olur kütüphaneci Aynı eşek gibidir okumayanın hali Uhut savaşı esnasında kaçtı inanan Duymazdan geldi Peygamberin sesini duyan Olabilir denir onlarda can korkusu var Onlardı camiden kervanı duyunca çıkan Ayet on birde veriliyor nihai karar İnananlar ticaret görünce ona koşar Eğlence gördüklerinde eğlenceye dalar Böylelere bile Kuran hoşgörüyle bakar O zaman pek de yoktu Peygamberi anlayan O zamanlarda çok azdı aklı sağlam olan Karşısına dikiliyordu her aklı biten Gidince daha olmadı aklına yetişen Var olan dindir Kuran’ın desteklediği Söylenmiyor Kuran’ın yeni bir din olduğu Tek Hak dindir o genlerimizin getirdiği Kesinlikle tartışılmaz evrenselliği Ayet üçte budur Kuran’ın açık dediği Açık tüm insanların Peygamberi olduğu Bilge Şair Yunus Öztürk |