AŞKIN DARBESİ
Geçmiş günler bir bir gelip de karşımda durdu
Ne çabuk büyüdü dedim dün daha çocuktu Yıldırım atan bakışlarla vurmuştu beni Karşı konulmaz bir güç ona bağladı beni Gönlümün ta derinliklerinden gelen bir ses İşte dedi Tanrının sana yarattığı eş Öyle düşmüştü gönlüme sönmedi ateşi Sığmadı gönlüme dar geldi gönül kafesi Ben gibi çeken olmamıştır aşkın zulmünü Bin kez ölsem beklerim ona varacak günü Aşk imiş acıların acısı ben bilmezdim Elimde olsa aşk denen derde bulaşmazdım Hasretiyle yanar erir erir de biterim Kötülüğünü görsem de iyiliğini isterdim Anlamış değilim onu görmenin sırrını Baktım karşımdan geliyor salını salını Dünyaya gelmemiştir ondan daha güzeli İçimden yükseldi tanışabilme isteği Sevmiş onu gönlüm onu nasıl susturayım Tükenmiş göz yaşlarım ardından mı ağlayım Tatlı bakışına vurulup eline düştüm Yanına vardığımda onun kuluna döndüm Heyecanım yükseldi onun yanına varınca Konuşabilecek cesaret vardı sanımca Niyetimi anlamış gibi geldi bana İhtiyacım var dedim sizinle ortak zamana Seni kırmak istemesem de buna mecburum Bu hususta sizden de anlayış bekliyorum Hoşça kal deyip de kendi yoluna yürüdü Dünyam kor ateş olup bedenimi bürüdü O sözleri duyunca olduğum yerde kaldım Kâinatın oluşundaki ateşle yandım Yer yarılsın istedim ben düşünce kapansın Bir daha ne adım ne sanım hiç duyulmasın Bilmeyen kalmadı sandım olup da biteni Böyle davranmazdı dedim anlasaydı beni Düştüğüm çukurdan çıkartan olmadı beni Depremle yankılanır acılarımın sesi Yapa yalınızım o yerin diplerinde şimdi Umudumun tesellisidir yaşatan beni Böyle açık dökerim içimdeki dertleri Herşeyden vazgeçti gönülm ondan geçemedi Beni küçümser görmesinden acı duydum Kendimi luzumlu bilirdim lüzumsuz buldum Aşkın en ağır darbesi gelip beni buldu Vurduğu darbelerle bütün dengemi bozdu Gönlüm yine yalvarır duyur diye sesimi Herşey bitti de bitmek bilmez onun sevgisi Dünya Şairi Yunus Öztürk |