Kuran ile Diyalog sekiz& İbrahim & Kuran gerçekleri der çeşitli misallerle Gerçeği göstermek için başvurur her yola Onun çabasını insan gösteremez kendine Gerçeği misalden ayırmaz çoğu kimse İbrahim Suresi söz eder sağlam sözlerden Sağlam sözlerse çıkar sağlıklı kafalardan Sağlam sözün yok farkı sağlıklı ağaçlardan Kökten kesilip uzatılmış sağlam olmayan Daha nasiplenen olmadı ayet altıdan Mısırlı Firavunla Musa’nın kıssasından Ülke yönetemez rüyaları gerçek bilen Sağlıklı olamaz gerçeğe ulaşamayan Kral olamaz her doğan çocuğu öldüren Hiç bir toplum olamaz ona duyarsız kalan Hak yolda olur mu öyle şeylere inanan Şu soruma yanıt versin vasa olur diyen Musa’yı kurtardı diyelim bindiği sepet Kardeşi Harun nasıl kurtarıldı izah et Musa’nın Tanrısı olan Yahve ve masalı En güçsüzün en güçlüyü yenme hikâyesi En güçsüz ölüme terk edilmiş bir bebekti En güçlü Firavun Kral İkinci Ramses’ti Büyüyünce Musa Mısır’ın Prensi oldu Engel yoktu her istediğini yapabilirdi Soydaşına her tür yardım edebilirdi Bu düşünce haklılığımızı göstermez mi Tanrının Musa’ya çarığını at demesi İnsanlara itaati öğretmenin dersi İbadetse en basitin Tanrıyla sohbeti Tanrı duyarken insanlar duymaz Rabbini Kuran’ın misaline istersen açık kanıt Ayet yirmi dört yirmi beş tartışmasız yanıt Güzel söz kökü yerde dalları gökte ağaç Hayvan değil insanlardır kitaba muhtaç Ayet yetmiş altı ile kalmasın hiç şüphe Kötü sözlerde benzer kökten kesilmişlere İmkânsızdır onların ayakta durması da Öyledir Kuran’ı saptıranların sonu da Kuran’ın her sözünü gerçek olaylar sanma Çoğu yardımcıdır gerçeği anlamanıza & Enbiya & Peygamberler suresinde önemli nasihat En önemli sırları içermekte üç ayet Enbiya on altı on yedi on sekizdir net Anlayan şaşkına döner diyebilir hayret Evren eğlencelik olarak yaratılmadı Batıl hiç bir zaman Haktan üstün tutulmadı Yeryüzüne her zaman iyiler varis oldu Yüz beşinci ayetse buna şahitlik etti Açıklayalım o ayetlerdeki manayı Açık olsada kötüler görmez gerçeği İyiler görür Allah’tır onlara yardımcı Kötülere gerçeği gösrermez körlüğü Kuran der ki yanılgıdır kötünün gerçeği Onu mutlaka alt eder iyiliğin gücü Saptırarak eğlence ediyorlar Kuran’ı Bildikleri de yok eğlence ettiklerini İmam söyler doğru yanlış aklına geleni Yanlışa olmaz dinleyenin hiç itirazı Bu yüzden varis olamaz inanan evrene Onun kapıları açık bilim adamına Gidin bilimsel bilgi öğreten fakültelere Yanlış öğretilemez orda öğrencilere Az da olsa rastlanır gerçekten dehalara Hocalar onlardan öğrenir o durumlarda Tam tamına budur ayet beşin dediği Söylenir iyinin dünyaya varis olduğu Bilinir bilimin uzaylara açıldığı Tartışmasızdır Allah’ın onlarla olduğu Tek tanrıya inanır insan Yaratılıştan Söz edilir Tanrılar tanrısı diye ondan Müslüman’dır onu görebilecek her insan Apaçık görünmekte bu ayet yüz sekizden Kuran’dan üstünlüğü yok çağdaş adaletin Söz edilmekte en hassasından terazinin Hesabı sorulur bir tek hardal tanesinin Suçu af olmaz bilerek suç işleyenlerin Adaleti öğrenin Enbiya kırk yediden Günün insanı habersiz yaşadığı çağdan & Mümin & Ya yüksek alim ol ya kör cahil yok ortası Yüksek âlim olursan bölersin okyanusu Kör cahile yeter Allah’ın doğal vergisi İkisi de ayırabilir Hakla batıl’ı En tehlikeli yerdir ikisinin arası Hak ile batıl’a aynıdır mesafeleri Hep batıl’a yönetir istek ve arzuları Onları sapıklaştırır gaflet uykuları Yüksek âlimlerdir Hak ile Batıl’ı bilen Zaten âlim olmaz batıl yoldan giden Cahil olmaz iyiyi kötüden ayıran Yarı âlimde yok Hakkın zerresini bulan Ne âlimdir ne de cahil Kuranı sapıtan Batıl’dır Hak olana batıl’ca mana veren Ne âlim ne cahildir insanı Haktan eden Kimler derseniz bizleri dinimizden eden Çalışıp çabalamış Koca hiç olmuş âlim Beni dinimden etmişlerdi ben de şahidim Bunlarla yetinelim Mümin suresinden Elli ikiden gir çık altmış ikiden Onlardır bağzı savlarımızı doğrulayan Hiç kimseye gücünden fazla yük yüklemeyen & Secde & Hiç var mı kötülükten imparatorluk kuran Sözlerime dâhildir iblis denen şeytan Hiç bir varlık yoktur kötülükle hüküm süren Kuran Hak’tır kanıt kendi görür görebilen Hak yolda olmadan var mıdır bin yıl yaşayan Yaşıyor mu Sokrates’i İsa’yı öldüren Mars’a ulaştı meyvesi akıl ve bilimin Daha hiç bir meyvesi görünmedi inancın Gittiği sanılır dalgaları okyanusun Aynısıdır gördüğü inanclı insanların Secde suresi ağcı ve meyveleri inancın Tarihe diktiği fideler o Homeros’un Sözlerini aktaralım bir kaç olayının Fikrimize ışık olmakta tarihi onun Gidelim Kuran’dan dokuz yüz yıl öncesine Gerekli olanlara değinelim sırayla Zorluk çıkarmayalım araştırmacılara Homeros’u dinlemeleri yetsin onlara Yunus’tur denizlerde insana yardım eden Arion’dur yunus tarafından kurtarılan Yunus’un sırtına binmiş heykelde bir adam Günümüze gelmiştir anısına dikilen Örs ile çekiç benzetilmiş iki rüzgâra Az rastlanır o denli büyük edebiyata Anlam veren pek yok Kuran’ın misallerine Anlamak isteyen baksın eski kültürlere Hasta olan çıkardı kasaba meydanına İşe gitmeden önce uğrardı halk oraya Bakıp dinlerlerdi hastaların dertleri ne Herkes yardımcı olurdu kendi bildiğine Anlatılır siyah güvercinin konuştuğu Bilinmektedir böyle şeyin imkânsızlığı O güvercin temsil eder esmer köle kızı Öyle derler anlamazlar söylediği sözü Bir zamanlar tapınaklardı sevişme yeri Karşı çıkanlar dediler bu Tanrının evi Böcekleri gösterip sus dedi diğerleri Öyle olsa Rab onlara izin vermezdi Sünnet geleneği olan üç tane halk vardı Sünnet cenabet gelenekleri Mısır’daydı Ruhun ölümsüzlüğünü ilk onlar söyledi Dünyanın yuvarlaklığını da bilirlerdi Güya güneş batıdan doğup doğudan batmış Bağzı insanlar sekiz yüz dokuz yüz sene yaşamış Dionysos da Zeus’un bacağından doğmuş Bunların doğruluğuna inananlar varmış Sanırım kutsal kitaplar onlardan esinlenmiş Havva da Âdem’in Kaburgalarından doğmuş O günden günümüze değişen şey olmamış İnsan gerçeği misalden ayıramaz olmuş Battos’un karısı zalim Pheretime Savaştan sonra mısır’a geri döndüğünde Kurtlar ürüyordu vücudunun her yerinde Onun etini yiyordu diri diri de Af edilir cinsten değildi onun suçu da Kazıklar diktirmiş şehrin bütün etrafına O kazıklarda astırmış şehrin halkını da Onun cezasını öyle vermiş Yaratan da Bu Eyüp Peygamberin hikâyesine benzer Dionysos da Havva’nın doğması gibidir Kutsal Kitaplarda çok buna benzer olaylar İnsanlar ders alsın diye verilir mialler Kurban için gökten geyik inmiş koçtan önce Ölmekten kurtulmuş Agamemnon’un kızı da Bu hikâyeyi anlatır Homeros destanda Ona benzer hikâye de görünür Kuran’da Amasis Mısır’da sıradan bir vatandaştı Hiç kimseden saygı ve itibarda görmezdi Apries’ten sonra Mısır’a o Kral oldu Halktan en büyük saygıyı itibarı o gördü Altından bir leğeni vardı ona kusardı Ayağını yıkar hem içine sıçardı Ondan bir heykel yaptırıp meydana diktirdi Aynı insanların ona taptığını gördü Kendisini o eski leğenine benzetti Konumu kutsallaştırır her şeyi insanı O konuma soktular günümüzde türbanı & Tûr & Tûr dağıdan girilmektedi Tûr Suresine Bu yüzden ondan almıştır sure ismini de Tevrat denen kitap orda verilmiş Musa’ya İncil’de yazıldığı söylenir taş levhaya Kuran’da yazıldı der ince bir deriye Aynı şey denemez taşla ince deriye Tartışılmaz burda çelişkinin varlığı da Teknolojisi mi değişmekte Tanrının da Kurana’mı inanalım yoksa incile’mi Veya ayet ikiyi üçü görmeliyim mi Yada bırakalım çözsün papaza imama Onların hükmü geçmez akıl okyanusunda Güven verir onlara karada gezmeleri Mümkün olmaz gemisiz denize girmeleri Nice şeyler başarıldı imkânsız sanılan Var mı bilimin ulaştığı yerleri gören Bilimden öndedir geride değildir Kuran Kuran değil sanıdır ortalıkta dolaşan Kuran’ın kendisidir bunu da böyle diyen O gerçeği görür mikroskopla bakabilen Böbürlenir kendini birşey sanıpta insan Çok basit bir şeydir onların gözünde Kuran Basitliğinden habersiz böbürlenip giden Rabbe meydan okur meninin içinden çıkan Dünya düzenini bozdu mu Kuran’da olan Eğer bozduysa o olamaz Allah’tan gelen Varsayalım dediklerinin tamamı yalan O zaman yalan olan şeyler olur hak olan O olurdu dünyanın düzenini bozmayan Kötü şey olurdu cennet iyi de cehennem O zaman yalan olur övgüye layık olan Güzel ile iyiler olurdu lanetlenen Dünyayı kısmen ele geçirmiş şimdi şeytan Yok mu dersin canileri överek yücelten Kuran hak kitaptır görürsün her nerden baksan Göremesin eğer akıl gözünü kaparsan Tüm insanların beden gözlerini taşısan Yine göremezsin ruhunu temizleyemezsen && MÜLK && İster akıl sahibi ol ister inanan ol Eğer batıl değil Hak ise gittiğiniz yol Her ikisini de beklemektedir aynı son Adı cennettir verilecek olan ödülün Yedi cennetle yedi cehhennem aynıdır bir Cenletle cehhennem gibi insanlarda tektir bir Bizim hem iyi hem kötü olmamız gibidir Aynı ağaçta bulunan meyveler gibidir İnsan değildir insana benzetilen şekil Gerçek insan o şeklin içinde gizlidir Eğer duyup görmekle olunsaydı Müslüman Müslüman olurdu çoğu bitkilerle hayvan Hepsi dinliyor Kuran ile beş vakit ezan Tek sureyi bilen olmaz hangisine sorsan Nasıl müslüman olur ayetini görmeyen Rabbin eserlerinin bilincine varmayan Hayvanlardaki güzellikleri görmeyen Çiçekleri sever gibi onları sevmeyen Her şeyi ahenktar yaratmış bizi yaratan Hiç bir uygunsuzluk görmesin nereye baksan Hiç bir bozukluk görmesin bozukluk arasan Görür gözlerinizdir size tanıklık eden O ayet üçle dört mülk suresinde geçer bak Evrende her şeye hâkimdir Hak ile Allah & Hâkka& Hakikati göstermektedir Hâkka suresi Görünüyor yok edilen batılların izi Her yeri kaplar Hakkın yüceliği görkemi Batıl’ın görkemi olmaz görünür külleri Manevidir hakikatin gerçek niteliği Madde de görünür varlığının yansıması Karartılıp yok edilemez gerçekliliği Maddesiz kavrayamayız bizler hakikati & Merâiç & Meâric genelde hitap eder inanana Sözlerimi doğrulamaktadır ayet kırkta And içilir doğunun batının Allah’ına Değinilmez kuzeyin güneyin Tanrı’sına Değinilirdi onlara eski tarihlerde Doğu batı oldu o sonradan değişti de Böyle şeyler gelmez inananların aklına Akıl sahipleri bilir onun sebepini de Soracak olursanız yeni durumu bana Asıl mana kuzeyin güneyin Tanrısında Ne var ne yok bilinirken douda batıda Daha çok bilinmezlik var kuzeyde güneyde & Nebe & Nebe Suresinde kıyametten sözedilir Sözler Kuran’ın öngörüsü gerçek değildir İnsanlar kendi varlığından emin değildir Başkalarından ne kadar emin olabilir Saf manalardan doğa üstü varlığız biz Bedenlerde değil onda yansıyanlarız biz Bedenlerde olsaydık yakalanabilirdik O vakit başkasında olurdu kaderimiz Telefondakini öldüremez onu kıran İnsanı yok edemez bedenini yok eden İnsan basit değildir demirden tenekeden Her şey kontrol edilir manevi âlemlerden Yanlız maddi şeylerdir maddi gözle görülen Yalan söyler maddi gözle Rabbi gördüm diyen & Nâz’iât & Sözüm kendini bilim adamı sananlara Diyecek hiç bir sözüm yoktur inananlara Bir şey denemez akıl sahibi olmayana Laf diyenin aklı yoktur aklı olmayana Tevrat yazılı mı yazısız mı geldi Rabden Özünü kaybeder duyulan sözler kulaktan Evrim geçirirken yazılarak aktarılan Aynı kalırmı kulaktan kulağa söylenen Kuran da tereddütte kalmaktadır bu yüzden Muhammed’in Hak söz dedikleri onda olan Kimi sözler Allah’tan ona bire bir gelen Bağzıları Cebrail ile ona yollanan Emin değil fikirlerinin doğruluğundan Bazıları da kendine aittir bu yüzden Bir örnek vereceğim Nâzi’ât suresinden Ayetleri olan kırk iki kırk üç kırk dört’ten Haberdar değilmiş kıyametin zamanından Muhhammed’mi Allah’mı haberdar olmayan Kaç kişidir kesin değildir yedi uyuyan Kesin bilgi yoktur kıyametin zamanından Anlatılandan nedir anlaşılacak olan Ne Kuran’da ne Muhammed’de asla yok yalan Eminler söylediklerinin doğruluğundan Bilgi veremezler emin olmadıklarından Müslüman olunmaz onu doğru anlamadan Doğruya da ulaşılamaz tartışılmadan & İnfitâr & İnananlara Kuran baştan sona mucize Akıllı düşünülmeliydi aynı şekilde İnfitâr suresi onlaradır o yeter de Artar mucize durumundaki ayetlerle Bilimsel olarak kanıtlandı hata sıfır Kanıtlanan gizliliğin imkânsızlığıdır Her şeyin yaratana apaçık olduğudur Varlığın bir şeyi gizleyemeyeceğidir Teknolojinin gözü kulağı aklı vardır Tarafsızlığı gerçek mucizeler üstüdür Ne diyor on bir ve on ikinci ayetler Üzerinizde vardır sizi gözleyen gözler O soylu şeyler yaptıklarınızı bilirler Var olan tüm şeyleri ölümsüzleştirirler Ayeti gtirenlerin var güvenirliği Tüksek teknolojinin tarafsızlığı gibi Zaman mekan yok asıl olan gerçek âlemde Benzer gerçekleri görmekteyiz rüyamızda & İnşikâk & İşte en büyük mucize akıl sahibine Göğün yarılacağı gelir kimin aklına Hiç bir yerde musade edilmez tesadüfe Anlatacaklarım geçecek kanıt yerine Bilinir evrenin sürekli genişlediği Işık hızından fazla yayılmasının hızı Kara enerjinin genişlemesidir nedeni Teoride de vardır göğün çatlayacağı Tanıktır İnşikâk Suresi ayet bir iki Henüz görülmemiştir mucizenin böylesi & Rûm & Rûm Suresidir dünya imtihanının ilki Görür yapabilir körlüğe giden gözleri Duyar kılabilir sağır olacak kulağı Diriltir ölü olarak yaşayacakları Ölüye misal ayet elli iki elli üç Onları öldüren şeyse tektir inanç Kuran kurtarmak istemiştir oku diyerek Eyleme de geçmiştir putlarını kırarak Eskiyi aratmaz oldu şimdiki günümüz O zaman inanmak şimdi aksi suçumuz Kutsallaştırarak yüceltmişler inanmayı İnanmıyorum demek suçların en büyüğü İnanmamak inkâr etmek sayılıyor Rabbi Yalancılar oldu dünyanın ağı hem beyi Aklım kabul etmez benim kabul ettiğimi Göz aklımdan yanadır kulak tutarken beni Bilim tutmakta beni deney tutarken aklı Aynı görüşte birlrştiremem her yetimi Benden farkları yok sınadım her tür insanı Onlar yalan söyler ben söylerim gerçekleri Din adına iş görenler olmuş din sülüğü Emilmiş kalmamış halkın ne kanı ne canı İskelet olmuş kemiğe yapışmış derisi Onları kandıranların boş değil şişmesi İnanıp beleş yem sanan balık yer zokayı Canı ile öder inanmanın bedelini Avcıların insanlar içi de vardır yemi Tatlı sözlerle sararlar inanç kancasını Yutanın çıkarması zor o zokayı Çıkarken söker hem canını hem çiğerini Canını verir de yine suçlayamaz onu İnancı ile bir bütün sanır o kendini Ayet elli iki ve elli üç misal verir Onları sağır ve kör diye nitelendirir Gerçekleri göremeyeni ölüye benzetir Kuran ölüden de ümidini kesmeyendir Hakiki Müslüman bunu apaçık görendir Gerektiğinde yeterince kanıt sunandır Kuran doğanın kendisi ve onun dilidir Kuran doğanın apaçık sözü aynasıdır Düzeni bozacak hiç bir söz onun değildir Doğa korkutur hem anne gibi şevkatlidir Biri göğün gürleyip şimşeğin çakmasıdır Diğeri de güneşin gülerek gelmesidir Ayet yirmi dördün yaklaşık dediği budur Bu surenin en önemli savı ise şudur Tek Rabbe inanmak yaratılışımızda var Bunu bilimde kanıtladı kim inkâr eder Rum suresi ayet otuz bu savı doğrular Aynı fıtrattan yaratılmıştır insanlar Onların fıtratında tek Rabbe inanmak var İşte dostdoğru olan değişmez din odur Muhammed’e de o hak dine yönel denilir İbrahim’in dini Muhammedin’de dinidir Kuran’a göre tüm zamanların dini birdir Dini bölenlerse asla Müslüman değildir & Ankebût & İnsanların çoğu akıl sahibi değildir İnanmanın iyi bir şey olduğunu sanır İnanmayı Kuran teşfik eder bilinir Oysa gerçek bilip sandığının tam tersidir Ankebût’un ilk ayetlerinde açıktır bu Rabbi kandıracaklarından duymazlar kuşku Batıl’ların tamdır kendine güveni Sanıyorlar Tanrı’yı kandıracaklarını Ayet iki ile on birde açık yanıtı Açıklar Kuranın insana indiğini Onu insan olanların anlayacağını Yalnızca insanların faydalanacağını Birdaha tekrar edelim dediklerimizi İnsanlar sanmasın sınanmayacaklarını İman ettik demekle bırakılacağını Rab iman edeni de bilir etmeyeni de İnsanlardadır en geri şaşılası akıl Onu yaratanı kandıracağını sanır & Mutaffifîn & Hak yolda olmaz aklı hak kabul etmeyen İstek ve arzusuna uyar onu reddeden Mutaffifîn suresidir onları uyaran Ayet bir iki ve üçte şunları söyleyen Alırken ölçüyü tastamam eksiksiz tartan Verirken ve satarken ölçüyü noksan tutan Hak yolda değildir o yanlış işleri yapan Kuran’dır öyle yapanlara lanet okuyan & Kendim ve İşim & Kuran olarak anlatmalıyım yaptığımı Onu anlatırsam anlarsınız kimliğimi Kuran üstlenmiş insanların analığını Feryatsız nasıl ateşe atar bebeğini Biz bölmedik hak din bildik İbrahim’inkini Hiç bir güç bozamaz Allahın kanunlarını Hiç bir güç alamaz Rab’den Rabbin eserini Sonsuza dek sürecek Hakkın hakkaniyeti Batıl’ın yanlızca Allah’adır düşmanlığı İyilik değil kötülüktür onun yaptığı Kurulursa kötülüğün imparatorluğu O vakit görünmez olur Tanrının varlığı Yönetenin elinde halkın geleceği Kötünün kötüleştirmek olur yapacağı Batılı seçen seçmiş demektir kötülüğü Hak kitaplarda tarihlerde çoktur örneği Kötülükler ülkesindedir onların yeri Haktan değil batıl’ın batıl’dan büyükleri Cehhennemdir oranın dilimizdeki adı Oraya gitmeyin diye Kuran’ın feryadı O üstlenmiştir insanların analığını Feryatsız nasıl ateşe atar bebeğini & Ra’d & Her ne bulunmuşsa araştıranlar bulmuştur Bulunanların çoğu genelde tesadüftür İstemeyene gerçeği vermek imkânsızdır Gerçeği isteyen yok denecek denli azdır Her canlı kendi öz doğasına uyumludur Ölü taklidi yapan böcek görünmez olur Doğada görünmek isteyen görünür olur Duyamayız isteyen kendini işittirir O sırların benzeri Kuranda’da vardır Rad suresi ayet on bir de o sırlardandır Melekler gözle görülüp kulakla duyulmaz O kendini göstermeyince kimse bulamaz Melek nedir anlayıp bilmez binde bir insan O konu üzerinde yoktur durup düşünen Herkes kendine göre üretir hayali san Öylelere demektedir Kuran puta tapan Onlardır bomboş sanıları gerçek sanan Kendi arzularına göre Tanrı yaratan Ayet on birde gerçek melekten söz edilir Bizleri koruyan melekler çevremizdedir İçselliğimizdeki bizim dışımızdadır İçsel dünyamız maddi dünyamıza benzerdir O melekler maddemidir yoksa manamıdır Madde ise eni boyu kütlesi varmıdır Küçük küçük parçacık uzunca dalga mıdır Yoksa onlardan meydana gelen cisim midir Çoğalıp azalabilen bizler gibi midir Yakalanabiliyor en küçük ışınlar Onlara kapandır kalın kurşun kutular Yakalanır onunla alfa beta gamalar Onlar gibi yakalanabilirmi melekler Yoksa o melekler hiçlikte mana mıdırlar Uzama zamana sayılara mı benzerler Var mı onları da yakalayacak tuzaklar Onlar ölümlü mü yoksa ölümsüz müdürler Biz madde isek açık ki içimizdedirler Eğer mana isek açık ki dışımızdadırlar Bilmeyen varmı bedeninin yaşlandığını Hiç gören olmuş mu gönlünün kocadığını Görmekteyim Rabbin bizi yanıltmadığını Bunu görebilen görür ölümsüzlüğünü Nasıl televizyonda değilse görünenler Televizyonun değilse ondan gelen sesler Bedende de değildir bedende konuşanlar Gerçeğimizde bulunmaz onu koruyanlar Maddemizi manamızı korur o melekler Manaya Rabden gelen varlıklar hâkimdirler Ya aklı akla vicdanı vicdana teslim et Ölümsüzlüğü ve Hakkı ebediyeti seç Ya aklı inanca vicdanı arzuna bırak Gününü gün et batılın gittiği yere git Dünya Şairi Yunus Öztürk |