İçin İçin,İçin
kangrendi masamda duran varlığının isyanı
adını yağmurlu ve soğuk yazmayı öğrenemedim ıssız yazları sevdim hep saçların yerine güneşin şavkıyla oynamak için uykularıma kasteden atatürk parkı’ndaki halini unutmamak için içinlerle avutuyorum adımlarımın yabanlığını adımlarım ilk ve en son seni ararken çocuktular ki için için çağıldamak için zamanı yırtarak çehresinden göğün ve yerin ama şimdi sonsuzluğa hapis boşluğum ama şimdi sonsuzluk bana mahkum sensizliğin hatırına susuyorum... ömrümle oyalandım şımardım ölümle sevgilisiz ama sevgililer için bir ben böylesine dürüst yaşadım yalnızlığı yokluğum olsun hiçbir mutluluğu bozmasın istedim hiçbir tatlı hüznün tadını bozmasın diye şiirlerim yalnızca kendi sen’sizliğimi kendim çaldım kendim söyledim ama şimdi düşlerde bile yitik korkularım ama şimdi dört gözle bakabiliyorum yokluğundan öteye kendi kendime kendime koşuyorum... geceyi azgınlaştıran tanımsızlıklarla kırıldı beli bütün bitişlerin ve hiçbir şey başlamıyor gidişlerinin üzerinde uçarı kanışlarla yağmalanırken sureti iyimserliğimin dilimin ucundakini söyleyemiyorum bir türlü yağmur mağduru okul çocukları kadar utangaç söyleyemiyorum karardığını kapı aralıklarının hiçbir adla kirlenmemiş yalnızlıklar için söyleyemiyorum aklıma ilk geleni hiçbir aramakla hırpalanmamış kimsesizler için senden seninle olan sen’sizliğimi ama şimdi içimden konuşmayı öğrendim sesini gözlerinde taşıyanlarla ama şimdi sessizliği de aştı sırlarım ürpermeden titremeden üşüyorum... içinlerim çoğaldıkça uzuyor duygum ama ben orda hiç olmuyorum ağladığımı kör yılanlar duymasın bana bir ölüm kalsın yeter şöyle kendi kendimi göğe bağışlasam malum kimseye zahmet olmasın belki toprak dargınlığımla incinir belki yerin altında yalnızlığım sıkılır unutun beni başka kimseyi unutmamak için... kağan işçen... |