MEÇHULE GİDEN YOLbu ateşi kim yaktı içimize kim kardeş olmadığımızı söyledi bize neden, niçin inandık bu masallara biz de? Habil ile Kabil körlüğü bürümüş gözümüzü bir yılan bin çoğalmış içimizde bizler ki ,delik çarıklarımızla kurtuluş savaşımızda kağnı arabalarını çekmiş elimizin sıcaklığıyla doymuş dilimizin sözüyle susuzluğumuzu sağaltmışız ağzımızdan dökülen kana bakmadan son soluğumuza dek yürümüşüz… dünyanın yönünü unutanlar unutturmaya çalışıyorlar bize de şimdi gece bir konvoy uzuyor yol boyu gövdeleri bayraklara sarılı yürekleri dağ kadar yüce gözlerinde en işlek caddelerin ışıkları ceplerine doldurdukları günü avuç avuç serperken etrafa toprağa yakın olduklarını bile bile bağırıyorlar çığlık çığlığa sabret yurdum g e l i y o r u z korku salacağız taş kalplere yemin ettik kalleşlere bırakmak yok mazlumun ahını ve sonra durmadan ölecek arkadakiler yine aynı sahne aynı resimler tükenmeyecek yaslı avazlar gelmeyecek bahar ötmeyecek kuşlar yeşermeyecek bir daha yaşam bükülecek gelinciklerin boynu azalmayacak kalpteki ağırlık ay kararıp yıldızlar sönecek güneş zaten hiç doğmayacak dünya tepetaklak dönecek... biliyorum biliyoruz bunu yolculuk vakti /kapı eşiği sırtındaki hüzünden yorgun çınar gibi devrilirken ana son yaprakla bir şarkı sözü dökülür genç fidanın dilinden “hakkını helâl et askerim ana” gerisi meçhulde uzak günler Tanrım biz böyle miydik bir zamanlar? Hâdiye Kaptan c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
Yüreğine sağlık
Tebrikler
dilerim yaşadığın doğduğun şehir ve adım atığın heryer neşe ve huzur dolar
selam ve dua ile
A.E.O