Azat Etkara yazma batığı saçlarıma dolanan döküp şafak kırıntısı üstüne ak simanın gözlerimde çatladı gölden ayna al kadifeden yol biçildi kenarına azat et göllerimi razıyım yazgıysa tuz yağsın yaşları son baharın dökülür… güzden kalma kabuslarım içine yaralı avuçlarımın sabrın süngüsü yüreğim ayın şavkında kanarken billur zerrelerim dondu güz ayazı üstünde gamzelerin sıcak bir sabahı hala saklıyor son gülüşüm iksiri sen… nedamete tak kurmuşken bu beden azat et yüreğimi bırak kavrulsun aşkın ağu suyla varmadan ruhum arşa nicedir bekler bir muştu yeşile çalan gözlerim kapılmışken çağlayanın gür sesine damıtma kan üstüne sinemin azat et düşlerimi alemin içinde dans ederken kara peçeli zenneler deniz ışığında ölüyor sülalesi umudun azat et bilmesin yazmayı çocuk ellerim taziye mektubu Blackless |
çocuk ellerim taziye mektubu."
Çocuk eller!!!
Hep bu şiiri hatırlatır bana, paylaşmak istedim, Sunay Akın ustadan.
"Deniz kıyısında
bir martıyla konuşurken görüyormuş
dostlarım beni sürekli
bir kaptanım çünkü
kağıt gemilerden
emekli
Kılları uzadıkça ellerimin
unuttum kağıtlardan
nasıl gemi yapıldığını
ki yaşlılığa uzanan
birer iskeledir parmaklarım
çözüldü uçlarından
nice kağıt geminin
palamarı
Çocukluğumun tahta atını
bozarak yaptığım iskeleye
küçük bir kağıt gemi
yanaşır mı dersiniz
kazısam ellerimdeki
bütün kılları ! ..."
S.AKIN