YaraŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yârimde kanayan Yara
Ağzına doldurduğun firar etmiş kelimelerinle,
İpini koparmış yalnızlıklarla Üzerime gelme! Kapanmayan yaralarla, -ki kapanmadığı için unutulmaz! Daha bir değerlidir kapanamadığı için Ağzı açık yaraların, Kanamaya yüz tutmuş. Günler öncesinden hazırdır kanamaya Ve saatler geçmek bilmez. Kanayamadığı için biraz öksüzdür yaralar Ve kapanmadığı için değerlidir. //Yarama elin değdiği için seviyorum yaramı, Yârimden ötürü.// -Unutalım desem yaraları Unutulmayan yerinden başlasak acıtmaya Ve kanatmaya. Gün batımına çıkarsak sonra, Kurutsak güneş batarken, Fazla acıtmadan. Unutalım her şeyi yeniden, Eskimiş caddelerde eskiyelim biraz daha Yaralarımıza aldırmadan. Yarasızmışız gibi yapalım, Yarasız ve yarsız. //Yara yoksa yarin elinde, Yar olmamın da anlamı yoktur.// -Unutalım desem yaraları, Çok mu umursamaz olurum bedenime? Tenimizi unutsak, kokan yerinden Ellerimizi unutsak, tutan yerinden Ayaklarımızı unutsak, yürüyen yerinden, Çünkü unutulmaz Başka türlü yok sayılmaz yaralar. Tümünü atmak gerekir, Yaranın olduğu yeri kesip atmak Olduğu yeri de unutmak gerekir, Hangi kalpteyse yara, Nerdeyse, Hangi uzuvdaysa. Tüm çıplak yüreklerle vedalaştım, Kırmızı kalbimi tam orta yerinden iğneyle delip astım, Elimde çocukluğumdan kalma tükenmez kalem ile yapılmış Mavi bir kalp Elim büyüdükçe kalbim küçüldü. Silinse de görürüm ben Tükenmez yürekle çizilmişti. İki yürek yine bir olsak, Unutsak gezdiğimiz kalabalık sokakları Şimdi boş yolda tekrar el ele yürüsek Bitmeyecek gibi. Özlemlerin en güzeliydi sana duyulan, Zamansız ve hazırlıksız bir nefes alma ihtiyacı duyduğum, Gözlerinden geçerken, Ellerinde tutarken, Gözlerinden düşmemek içindi Tüm dokunuşlarım. Tüm aşklarda yorgun düşmüş kelimelerin, Terk etsin başka avuçları. Ve başka yollarda koşmaktan tozlu ayakların, Tek bir aşka varmak için, Koşsun adımların. Acele et! Unutmak için, Unutulmak için. Önce anlamak için acele et Sonra anladıklarını unutmak için. Ama önce anla! Bir yarayım avuçlarına karanfil doluyorum, Günü beklemekten yorgun yüzüm Güneşi beklemekten kuruyan gözlerim Söylenmeyi bekleyen, bozuk cümlelerim var. Sevda tutmaktan yaşlı ellerim, Sana bağladığım yüreğim var. Yârimin elinin değdiği Çok eski bir yaram var, İşte tam burada, şuramda Kanamayı bekleyen. Altı Ağustos İki Bin On İki 13 20 Nevin Akbulut |
İpini koparmış yalnızlıklarla
Üzerime gelme!
.................................bu kadarı bile yetti bana.
gönlünüze
ömrünüze bereket