Gözlerin Aynı Yerde Değil
eli açık
acılarımızın yağmur sonrası duruluğu kalabalık gözlerim akşam sefası böceklerin isimsiz romanımsın ölüme tek düze kayıtsız yekpare filizkıranlı sabahsız başlarım sevmeye kırkindi kırlangıçlı jilet gibi keskin mermer sütunları erir hayallerimin asılsız iddiadır dağların kavuşmazlığı ben yayan sığınırken urbasına ıraklığının gözlerin aynı yerde değil bu konuşan değil senin ağzın bu öpücük yalın yasak gözlerim bit pazarı yeni acımtraklığına paylaşmak mahallenin güleç eskicisi uçar usulca kendi çocukluğuna ölüm ille bulutlar kararırken eskimiş günler güzeldir hep nedense sade bir tebessümce ikilemsiz kaynar kazanında çimmektir kutsal kitapların: felsefe aşk başkaldırıdır yalnızca ömrün kadehinin bitişi kronik tapınaktır içmesini bilene kağan işçen |