Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
Zele
Zele

tutsaklık

Yorum

tutsaklık

( 5 kişi )

2

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

1384

Okunma

tutsaklık

tutsaklık







kulağım çatlıyor yanlızlıktan
bir hava alanı diyorsun iniyor benden kuşlar
evin en görkemli yerinden
içimden ırıyor bakışlar







Açılmış eğreti gülleri kokularında baygın
En görkemli saatinde yıldız alasının
Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içinde dingin
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu ayakkabısı çocuğun
Rüzgar uzak karanlıklara koymuş yıldızları
Mor kıvılcımlar geciyor dağınık yalnızlığından


Heryerinde ağır yanık izleri
yıldırım kusuyor geceleri
Ayrılığı hisettim demirlerin pasından
Ay ışığı gözlü karabiber ağaçları kadın
Gecenin ırmağında yüzdürüyor zambakları
yeninde unutulmuş tedirgin gülümsemeleri


Doğudan gelen bir kutuyu açarken
kilitler gıcırdıyor ve kirişlerde ağlamaklı sesi
Veya terk edilmiş bir evin içinde dolap
siyah buruk toz kokusu bulanık
Bazen hatıralar eski bir kutu
bütün bir hayatın yaşadığı kuytu
Bin düşünce uyuyor pupa yelken



Mitolojiyle ne kadar barışıksın
O kadar insansın
Ne kadar yalan söyleyebiliyorsan
aşka o kadar yakınsın

Akşam gördüm seni
Değişmişsin denizlerde
Akmıyorlar artık aynı yöne
Yaşlanmak gibi değil sanki
Sana hayatı yavaş yaşa demiştim
Bıkmışsın
Bende zamanı unuttum sende
Hep yanlış bakıyorum her seye



Nice kırık resimler var bende
Kıyısında unutulmuş hayatın
Sabahlar geceleri sayabildiğin kadar
Bülbül bir gül için her baharmı ağlar



her yanı gökyüzü biçiminde
bir kadın bulut taşıyor sırtında
gözleri bir patikanın uçurumunda
usanmış gökyüzüne küfür etmekten belli
kendi gökyüzünü arıyor bende



bütün ağaçlar yağmur altında
bir adam toprak taşıyor sırtında
gözleri uçurumun dibinde
usanmış yeryüzünü paylaşmaktan
senin bir yüzünü arıyor bende



sen ben ve bulutlar
senin yüzüne ay ışığı düşüyor habire
unutuyorum bakışlarımı sende
buralarda yalnızım belli
biraz konakladığımız küçük dünyada
her kes kendi derdinde
seni düşünen yok belli


mutlu olmak mutsuzluğu büyütürmü sence
kendi toprağına gömülmek mutlu ediyormu seni
mutlu birini görünce
mutsuzlukmu anımsıyorsun
nice insan var güneşle doğup
akşamdan ölüyorlar oysa
ve kalabalık yaşamayı seviyorlar belli
böylece kendilerini güvende sanıyorlar
yada iç güdülerinin tutsağı olarak
yada bir yalan bulup
takılmak ardından
yada tek kalıp yollarda
kurda kuşa adres sormak


"tutsaklık"
gece yarısı kentlerini çağrıştırıyor bende
bomboş sokaklarda seni aramak
dükkanlar kepenklerini indirmiş dahi olsa
elmalar üzümler kestaneler
aykırı bir ortamda
bir ölülük her seyde
bir donukluk içerisinde
bir anlamları yok
boşalmış balık ağları
bir işe yaramamanın hüznü içerisinde


bir vitrin düzenleyicisinin
bütün hüneriyle süslediği bir plastik manken
soğuk camın ardından yalnızca karanlığa gülümsemekteler
sanki orada hiç kimsenin göremediği
çok insanca bir olay var


oysa görünürde binlerce volt elektrikle
yüklüymüş gibi gergin
ve tehlikeli duruşuyla gece bekçisi
bir de onun tabancası vardır yalnızca
yani bütün kent koca bir hapishane
gece bekçisi de melek olabilir mesela


hızla geçip giden bir trenin gürültüsü
çok uzaklardan geçen bir geminin düdüğü
seni birden o sığ kaygılarından koparırlar
içinde bir tutam fırtınanın giderek büyüdüğünü duyarsın
vitrinlerin ve kepenklerin arkasındaki eşyalar
insanların hırpalayıcı dokunuşlarından kurtulmuş
kendi kendilerine yaşamaktadırlar
yaşayamıyorduk biz öyle


insanları iki yüzlü olmaya çağırmıyorum kuşkusuz
insan bir başka insanı da yüreğinde duyabilmeli
bir de suskunluğun altında yatan korkunç haykırışı
yaprağın dalından kopuşu ile
yere düşüşü arasında geçirdiği
o çok uzun ve kanlı serüveni bir de


hiç unutmam
bir tren yolculuğu yapıyordum
tren birden tehlikeden kaçan bir yılanın
deliğine girmesi gibi kıvrılarak bir tünele girdi
tırnaklarımdan kan sızıyordu


bu yüzden bir yanım yeryüzü
bir yanım yalnızlık
gibi bir yanım gökyüzü
bir yanım yalnızlık
sürekli kendini dövüyorsun
nerede bir fırtına kopsa
camlar kırılıyor içinde
sen hangi ölümü yaşıyorsun bende


geçmise bakıp
çocukluğuna dair bir belge var mı elinde
ömrünün sokak aralarını yokluyorsun bende
unutmuş olabilirim diyorsun kapı eşiğinde
yada bir duvar dibinde


bu şehirde bir şeyler eksik gidiyor
gidelim diyorsun habire
bütün gemiler batmış oysa
iskelede yalnızız
bu şehirde bir şeyler garip
ihanete uğramış bir deniziz
bir çocuğun elleriyle değişip
gidiyorsun hep

acemi bir terzi gibi kullanıyoruz zamanı
biçtikleri yollar da uçuşan
kesilip atılmış kumaş parçalarıyız


hayatı anladıkça büyüyor insan
büyüdükçe dönüyor ilk yalnızlığına
acı, kurşun yüklü bir tabanca gibi
sinsice sokuluyor böğrümüze
bir de artık çekilmiş bir deniziz
tuzu ve maviyi çaldılar kıyılarımızdan
hayatta ne kadar yumruk attığın değil
kaç tekmeden sonra ayaga kalkabilecegin önemli
yada acıkıyorsun habire
sofradanmı doyuyor duyguların
yemesen çalışmıyormu miden


işte çocuk koşmaya çalışıyor kumsalda
karanlığı çözüp ayaklarından
soluduğu yağmur kokuyor
bir sevinç yeşeriyor bende
yüzündeki yıkıntılardan
şairler sürekli ateş taşırlar ellerinde
tutuşturacak bir şey bulamazlarsa kendilerini yakarlar


ve
şarap şişesi birden çatladı
toprak kana bulandı
Dağlar da yandı bende
kargalar sustu
gün ağardı
adamın elindeki dal parçası
yanıyordu hala




Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Tutsaklık Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tutsaklık şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
tutsaklık şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aynur Baş
Aynur Baş, @aynurbas
22.7.2012 21:46:27
Bir de bana uzun yazıyor derler.

Bir roman, tamam bir öykü diyelim,
okudum çıkıyorum.

Şiir lezzetiyle, bir adamın ömrnünden bir kesit...
Tamamınından özet hatta.
En kalabalık anında, içinin.
En yalnızken yakalandığı bir an diliminde üstelik...
Kendisiyile didişmesi, ötekine öfkesi, öfkesince tutkusu sonra.
İç muhasebe en çok da.

Seviyorum uzun soluklu şiirleri.
Zorla değil ya.

Teşekkürler şiir ziyafeti için.

Güçlü kaleme içten tebriklerim ve saygım ile.
OlgunOnur
OlgunOnur, @olgunonur2
21.7.2012 20:50:00
5 puan verdi
Bu gün okuduğum en güzel şiirlerden biriydi.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL