Kırık Dökük YarınlarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Geçmişin yarım kalan izleri, gün yüzüne düşer ağır aksak...
Ne güzel günlerdi seninle yaşadığımız Her anı paylaştığımız Bulutları özgürlük abidesi yapıp Huzurla yeni günlere uyanışımız Zamanla anladım ki Biz geç kalmışız Göz açıp kapayıncaya dek bitmesin derken Ne çabuk geçti Dört mevsim ayrılık için hep erken Şimdi içimde matem Tenimde gül yerine diken Sancılı doğar güneş Yokluğundan doğan Geceden kalma kan ter, bitmeden Dahası sana isyanım var kader Alnımdan boşalsın mavzer Ölüp ölüp yok mu bu dirilmeler Of kader Bulutların üzerinde uçarcasına Sürüp gitsin derken bu rüya Yok/sunluğuna Attığım ilk adım da İnanmak istemezken suskunluğunun adına Gitme kal Sarıl bana Sarıl diyordum oysa sana Küçük bir çocuk gibi süzülseydik Uçurtma gibi özgür Belki bir kelebeğin kanat çırpışı kadar renkli Bitmeseydik tükenmeseydik keşke Yetim kalmasaydı yarınlara ekilen umutlar Ah bitmeseydik böyle Olmaz ki artık bugünler, dünler Gelmez ki geriye artık Çabalasam da olmaz ki eskisi gibi Ne rüyalar, ne umutlar alır boşluğunun yerini Dönmez sağanak gülüşler Toplanmaz kırılıp dökülmüş yürekler Sarılmaz yaralar açıp Son sözümüz bu dedik Biz ayrılığa boyun eğip Kimsesizliği seçtik S.C |