Mevsimlerin inkar ettiği günler vardır Ve gündüzün geceye borcu Ve ihanet insan işidir
Aşk afrikayı ilk defa görmeye benzer Ve kör ölür bazı gözler Oysa aşktan herkesin şansı vardır Yanlız kendininkini denemeye hakkın yok!
Kader ve şeytanları korur Olmayan işçilere abone kutsal patronlar Ve tek başına insanlar savaşta Sonsuza dek kaybolurlar
insanlar sevişince kısıtlamalardan ve aforoz olmaktan kurtulabilirler aşk sakinleştirir tanrıları ama anlaşmaz aşk!çünkü tüm anlaşmalar, müzakereler onun doğasını zedeler
paranın parfümü yoktur ama Tanrım! Ne güzel kokar cinayet ve utanç dahil aşkta özveri dışında suç yoktur ve birde kurbanlar aşk ve nefretle düğmelenen gömlekler aynı deli bedeninde hapistirler
hafızam geçmişin mezarlarını kucaklarmı ? asla! daha katlanılır yapabilir ancak yanlızca ölüm korkularımıza bir katalizör çünkü acizâne faniliğimize güzel bir sonsuzluk yavşaması içimde en yakın olanı aydınlanmış bir halkın hafızası işte beni heyecanlandıran şey budur!
gökteki yıldızlara meydan okumaya gidemiyorsa aşık efsane ne yapsın, mit ne yapsın sonsuzluğu, cenneti bir öpücüğe satıyorsa ölüm ne yapsın, kader ne yapsın oysa bir ağaç gibi yaşıyorduk biz ama bu hayat değildi
insanların yanıldığı yerde tanrılar diskalifiye olurlar yanlızca bizi mümkün kılan bu ezici yanlızlık zarar değil
insanlar iblisin dikkatini çekmek için icat ettiler tanrıyı hayatı eğer insan tarlasında yok edebiliyorsan seveceksin, çıldırana kadar ve basiretli olacaksın! Bütün gücünle bütün nefesinle Göğüs kafesinden çıkacakmış gibi yüreğin Başka hiç bir işin yokmuş gibi Tanrıları kıskandırmak için seveceksin! Zira sevgide bütün çirkinlikler temyize çekilirler
Her insan bir alem, bir tanrı Oysa katil oysa hain ve inkar etmek için Başka bir tanrıyı seçiyor insan
Yazılı hiç bir sey yoktur ki kaderde buna dahil Aksi halde mahkemenin ne anlamı var Ahlak yanlızca aşîfte yaşlı bir kadın Hiç bir şey utandırmaz günaha değiyorsa eğer
Bazı şeyler gücümüzü assada insanın, kaderin efendisi yine insan Acılarımızı kendimiz üretiyoruz Hiç kimse komşusundan daha az suçlu değil Oysa süpürse herkes kapısının önünü
Zayıflığa, yılgınlığa bir metafordur kader Ve gündüzün geceye borcu nedir? Yada gül takviminin diyanete? Zamanın gecesi kaçtığımız gündüzleri götürür Gece hamile Taşıyan ana Yumuşak başlı bilinçsiz gece Gölgeden ışığa geçişte Yarım ay gibi doğan sır Günün reddettiği gece Ve bütün renklerin Gerçeğin önünde Zamanın ilkbaharı: gönül aydınlığı Ve göğün toprağa borcudur yağmur Ve dal istemediğinden değil Yaprak istediği için kopar ağaçtan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
nakışlar boğulmuş şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
nakışlar boğulmuş şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bazen, aşk denileni biz uydurmuşuz gibi geliyor. Kuralsız bir oyunumuz olsun dilemişiz, kaybedenin ezilmediği ve yazmışız gibi işte...
Tanrıları cezlandırmak için belki. Ya da, birer tanrı yaratmak için sırf kendimize mahsus; dokunabileceğimiz, hatta gerektiğinde cezalandırabileceğimiz, suçlarında...
Yani... Bu felsefe denenin azı sahiden adamı imandan ediyor usta :) Hakikate ermek için fazlası şart. E, o da hadi deyince olmuyor, mukadderat ... Ki onun da kaçış yolu olma ihtimali hayli yüksek bence.
Tarifisz bir acı, bir güç, bir zafiyet yeri gelince...Yok, gelince değil, tam da aksi, zamansız zamanlarında yaşamın. Öyle bir şey aşk.... O ya da bu... Herneyse, paranın karşısına dikilebilecek tek erg hâlâ ki bu bile ona taraf olmaya yeter.
Tamam, benim de kafam dağınık ama şair de kabul eder sanırım ki, şiirin kimsenin kafasını toplama derdi yoktu sanki.
Şair ya da şiir, daima yanıtı bilen değil, çoğu zaman soruların üzerindeki tozu şöyle bir üfleyendir ve bu kalem bunu çok iyi yapıyor. Ben hayranlıkla takipteyim.
aşk denileni
biz uydurmuşuz gibi geliyor.
Kuralsız bir oyunumuz olsun dilemişiz, kaybedenin ezilmediği
ve yazmışız gibi işte...
Tanrıları cezlandırmak için belki.
Ya da,
birer tanrı yaratmak için sırf kendimize mahsus;
dokunabileceğimiz, hatta gerektiğinde cezalandırabileceğimiz, suçlarında...
Yani...
Bu felsefe denenin azı sahiden adamı imandan ediyor usta :)
Hakikate ermek için fazlası şart.
E, o da hadi deyince olmuyor, mukadderat ...
Ki onun da kaçış yolu olma ihtimali hayli yüksek bence.
Tarifisz bir acı, bir güç, bir zafiyet yeri gelince...Yok, gelince değil,
tam da aksi, zamansız zamanlarında yaşamın. Öyle bir şey aşk....
O ya da bu... Herneyse, paranın karşısına dikilebilecek tek erg hâlâ
ki bu bile ona taraf olmaya yeter.
Tamam, benim de kafam dağınık
ama şair de kabul eder sanırım ki,
şiirin kimsenin kafasını toplama derdi yoktu sanki.
Şair ya da şiir, daima yanıtı bilen değil,
çoğu zaman soruların üzerindeki tozu şöyle bir üfleyendir ve bu kalem bunu çok iyi yapıyor.
Ben hayranlıkla takipteyim.
İçten tebriklerim ve saygım ile...