KİM MİSTİK BİR DÖŞEĞE ÇEVİRDİ UMUDU
saçların notalarındayım desem yalan
akortsuz bir tınıyım desem kim inanır baştan aşağı sana bulandım düş dün geldi pejmürde bir sahnenin perdelerle bölünmeyen kaçıncı sahnesi bu! Smirna’da bir vakit perondan indikten sonra yolun karşı tarafına ilk bindiğim vapura doğru hızlı adımlarla ilerliyorum düş bu ya güvertenin en ön kısmında rengarenk uçan balonlar salıyordun göğe doğru dudaklarının kıyısında hınzır bir gülümseme vardı ağlarla dolu denize bir zıpkın gibi girdim durup seni izledim/öylece vapurdaki her kes oturduğu yerden kalkmış kuşkulu ve bir o kadar hüzünlü gözleriyle bize bakıyorlardı rüzgarın sıkı bir keman konçertosu çalıyordu kulaklarımda ben yakamoz gülüşüne şiirler okudum ah! n’olur şimdi değil,şimdi uyanmamalıyım!! gecede salkım saçak menekşe kokuları koynumuzda sımsıkı sütmavi inanç kuyu sır,gece tepeden tırnağa siluetin çiğ damlası,yakamoz gülüşlü hemen şu an ’yağmur olsak çoğalır mı denizler’? doğaçlama düşünüyorum kiraz mevsimindeyiz hala,unutma ya da ne düşünürsün bunu yaz bana adresimi bilmiyorum ben de ama bana mektup yaz saçların dağınıklığından masanın altına düşen kağıtlara susturamadığımız harflere kadar yaz |