ÇÖKERTME/YİNŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Çökertme’den çıktım da Halil’im aman başım selamet
Bitez de Yalısı’na varmadan Halil’im aman kopdu gıyamet Arkadeşim İbrahim Çavuş, Allahına emanet Burası da Asbat değil Halil’im aman Bitez Yalısı Cigerine ateş saldı aman gurşun yarası Gidelim gidelim Halil’im Çökertme’ye varalım Golcular görürse Halil’im derelere gaçalım Teslim olmayalım Halil’im, aman gurşun saçalım Burası da Asbat değil Halil’im aman Bitez Yalısı Cigerime ateş saldı aman gurşun yarası Güverte gezeriken aman gundram kaydı İpekli mendilimi örüzger aldı Çakırda gözlü Gülsün’ümü Çerkez Kaymakam aldı Burası da asbat değil Halil’im aman Bitez Yalısı Ciyerime ateş saldı aman gurşun yarası İkide keklik bir kayada aman aman ötüyor. Ötme de keklik derdim çoktur, aman bene yetiyor Halil’im de bu ayrılık amman böyle mi bitiyor Burası da Asbat değil Halil’im aman Bitez yalısı Ciyerime ateş saldı aman gurşun yarası
/
parsellenmeye sustuğunda mecburi böyle durgun değildi eğenin kıyıları el üstünde dolaşırdı tepside ölüm suyu kuşatılırken evimiz ocağımız biz eğilip eteğini öpmedik ne yunanın ne istanbullu çerkez kaymakamının // alnımıza kazınan sevdanın yazısıydı eşkiya yaftalandı zorla namımıza işittiniz mi bizi can arkadaşım halili ibrahim çavuştur adım halil efe bodrum köyünün yağız delikanlısı rus filintası elinde sırtlandı gamı kederi ne edersin omzunda ağırlığınca kara sevdası kıvırdık belimize kalınca pistov yılanları ıslak bakışları doldurup heybeye yol azığı öksüz kuşlardan aman dilenip yalın ayak kırık kanatlar çırptık namlu ucunda gözyaşı selini takıp ardımız sıra dağı taşı geçitsiz ovaları mesken bildi gölgelerimiz dönüşsüz yolda el sıkıştık ölümlü günahlarla yanı başımızda yükselirken iş birlikçi tepeler geçemedi sıkıştı ateş çemberine öksüzler vurulup zamanın çatlak mihenk taşına geç kalamazdı halil efe yoluna sevdanın canını dağ yamaçlarında eleyip aşkın eleğinde gözyaşıyla yoğurdu gülsümün sevdası ölümün anahtarını kilitleyip kalbimize kanımızı deşerken zemheri çıplak elle tırmandık kar tepelerine /// patlarken ateş topları gülsüm kıyılarına çekilirdi aklı çakır türküler dolanırdı diline geceleri ninni niyetine dillere destan güzelliği sarmasa aklını kaymakamın oturmasa bitez yalısının bir ucunda gelir miydi halil efe bunlar başımıza sevdanı alıp avuçlarından kol gezer üstünde iblis yiğidim eşkiya diye yaftalayıp soysuza çıkardılar adımızı kırarlarken gencecik fidanların dallarını isyan patladığında bir gece yarısı dağ yamaçlarında bitez yalısından çerkezin kolcuları atmıştı gülsümü sandala karanlıkta yararken yeri göğü ak kuşlar halilin haykırışlarından uçuştu sandalın kanatları asbattan kılıcı kuşanıp rüzgara var gücümle sarıldım dalgalara halil gözlerken kolcuları çökertme tarafından henüz yakılmamışken o meşhur çökertme türküsü iki sevdalı sandalın iki çift gözü deldi geçti birbirini halil tutamadı gülsümün elini çerkezler vurmadan bedenini oluk oluk kanı aktı avuçlarıma arkadaşımın kanıyla yumdum yüzümü bir uğultu sardı sislerin ardından kalabalığı tiz bir ses yükseldi gülsümün sandalından bitti masal ezgisi yağar şimdi sarp dağlara halil ile gülsümün elinde kızıl başlı dikenler nöbette bekler hüzün Blackless |