Songül doğdun işte, nasıl bi dünyaya doğduğunu bilmeden.Benim huyum bu sonra söyleyeceğimi önce söylemek. Yine aynı oldu.
Bu sokak oldum olası çıkmaz sokaktı. Belki İsmet dayı yolu kapayan iki katlı toprak evi yapmadan önce de böyleydi.Hiç değilse insanlar çıkılmaz, çıkmaz değildi. Samimi idiler birbirlerine karşı.
Annem bahçede olurdu, çalışırdı orada, yeşillikler arasında. Sebzeler eker yetiştirirdi. akşam üstü bahçeden geldiğini bütün mahalle duyardı nerdeyse. Gür ve hiç kısmadığı ve sözlerine hiç kısıtlama getirmediği sesli ve açık konuşmalarıyla sokağı doldururdu.
Ben dikiş makinasının başında olurdum. Balkon kapısı açık mahallede ne oluyor ne bitiyor haberim olurdu. Annem gibi diğer mahalle sakinleri de seslerini ayarlamaz olanca sesleriyle sokağı doldururlardı. Kim n’apıyor,herkesin haberi olurdu.Bizim evde yaşananlar da alenen annem tarafından mahalledekilere anlatılırdı. Kimsenin saklısı gizlisi yoktu ki.
Artık herkes apartmanlara tıkıldı.Televizyonların başına oturduk önce, sonra uzaklaştı herkes birbirinden. Gidip gelmeler azaldı derken aradaki mesafeler derinleşti. Evlerin önünde el işi yaparken yapılan sohbetler tarihe karıştı.
Derken kimseleri beğenmez olduk. Sokakta oturup konuşanlara sanki uzaydan gelmiş gibi bakılır oldu. Hele de bizim gibi değilse tahammül yok. İnsan olmak yetmiyor.
İsmet dayının evinin alt katı aylardır boştu.Kışın başında bir hurdacı oturuyordu bizim sokak sakinleri beğenmediler, hemen imzalar toplandı , nihayet adamı çıkardılar evden.
Bir hafta öncedi baktım, çıkmaz sokağı çıkmaz yapan evin alt katı maviye boyanmış. Birileri görünüyor derken kapı önlerinde oturmaya, konuşmaya başladılar. Bunlar romandı yani çingene. Bizim sokakta çıt yok görünüyordu. İyi koymuşlar buraya diye düşünüyordum. Sokakta çıt yok, kimse konuşmuyor. Perdeler bile çekilmiş sanki kimse görünmüyor.
Romanlar, evin tuvaleti bozukmuş. Bir adam getirmişler,ona evin önünü açtırmışlar arıza nereden oluyor baktırıyorlar. Balkondan uzanıp bakıyorum,konuşulanlara kulak misafiri oluyorum. Adam vazgeçiyor çalışmaktan, arkasından koşuyor genç olanı onu razı etmek için olmuyor. Söyleniyorlar. Genç olanın anne ve babası olduğunu tahmin ettiğim karı koca çaresiz dizlerine vuruyor. Kadın gelip bizim balkonun karşısına çöküyor.Kaldırıp başını arada bana bakıyor. Ben bilmiyormuş gibi konuşuyorum:
" Buraya taşınıyorsunuz galiba,hoşgeldiniz.."
" He ya, burayı tuttuk. Kaç gündür uğraşıyoz. İçindeki pislikleri attık.Tuvalet ayağı iyi değilmiş bugün de onunla uğraşıyoz. Başım gözüm tutmuyo valla.."
İlk kez böyle bir soruyla karşılaşıyorum. Anlamama rağmen " Ne?" diyorum..Gıda diye tekrarlıyor. Yok, almıyorum diye cevaplıyorum.Tekrar soruyor:
" Burda kim alıyo?
" Hiçkimse !."
Afallıyor,ne diyeceğini şaşırıyor.
Torunu ilerde ters çevrilmiş bidonun üstüne konulan büyükçe taşı doğum günü pastası yapmış,üstüne üç sıra küçük küçük taşları da mu yerin koymuş durmadan yineliyor :
"İyi ki doğdun saana, iyi ki doğdun saana.."
Songül’ün arkasında dizili siyah saçları sallanıyor, esmer teni kızarıyor güneşten. Yarın neler olacağından habersiz..
Kadın sürdürüyor konuşmasını:
" Benim oğlanla gelini oturtturacam buraya. Bir arada geçinemedik!"
Ne yazık ki dedikleri gerçekleşemiyor.Ertesi gün geldiklerinde kapıyı kilitlenmiş halde buluyorlar. Bir kaç parça eşyaları arka kapıdan atılmış..
Kadın söyleniyor:
" İçerinin pisliğini temizledik. Evi badana ettik, dışarıya kapının önüne taş getirtip düzelttik, bundan Allah razı olur mu? "
O sözü bitiriyor oğlu konuşuyordu:
" Buraya ben tam beş yüz lira harcadım. İki senelik kontrat imzaladık. Kapının kilidini kırıp girecem içerye. Ben haklıyım,verdiği sözden niye dönüyo. Müdür müymüş neymiş?"
"Ne müdürü,kim söyledi? Yüncü. Bizim kaç yıllık komşumuz" diye karşılık veriyorum."
"Bu kapıyı kırsam haklı değil miyim?"
" Haklısın. Bir de iki yıllık sözleşmeniz varmış."
Gidip kapının kilidini zorlayarak kırıyor, içeriye tekrar taşıyorlar hurda eşyalarını. Acıyorum. Annem yanımda ’Kızım sen n!apıyon, adamlar kapıyı kırdı. Bunlar cingân’ diyor. "Cingân insan değil mi? diyorum. Ne yapmışlar görmüyor musun, hem anlaşmış hem de sokağa atıyorlar,bir sürü de masraf yaptırmışlar.."
Az sonra ev sahibi Remzi geliyor. Bir bağırış bir çağırış kaplıyor sokağı. Bağrışarak polise gidiyorlar. Polisten dönüşleri sessiz, herkes sanki dilini yutmuş. Bizim sokağın sakinleri imza toplayıp polise şikâyet etmişler meğer. Böylece vicdanları rahat nasıl uyuyacaklar diyorum anneme.. Annem sevinçli, kurtulduk cingânlardan diye.
Daha beş yaşındaki Songül’ü doğum günü kutlaması gitmiyor gözlerimin önünden taş doğum günü pastası ve mumlarıyla, kulaklarımda çınlıyor ince çocuk sesi :
" İyi ki doğdun saana! İyi ki doğdun saana!."
!6. 6. 2012 Nazik Gülünay
Arkadaşlar okuduysanız bu bir şiir değil, öykü diye işaret koymadığım için şiir bölümüne düştü, okumak istemeyenlerden özür diliyorum, böyle kalsın,
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İyiki doğdun sana şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İyiki doğdun sana şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
SAYIN ARKADAŞIM.BU YAZININ YANLIŞLIKLA BU SAYFAYA DÜŞMESİ HARİKA OLMUŞ.HELE ŞU SON GÜNLERDE YAPILAN AYIRIMCILIĞADA ÖRNEK OLMUŞ.NEDEN BU AYIRIMCILIK.HEPİMİZ AYNI ANADAN BABADAN DÜNYAYA GELMEDİKMİ.VALLA BEN ROMANLARI SEVİYORUM.NERDE SABAH ORDA AKŞAM.MÜZİKLERİNİ ,OYUNLARINIDA ÇOK SEVERİM VE OTURUP ÖZEL SEYREDERİM.TÜRKİYEMİZDE ROMAN OLAN O KADAR ÜNLÜLER VARKİ. ONLARA NİYE ŞAK ŞAK ,BUNLARA TOKMAK.YANİ BİZ AYIRIM YAPMAYI SEVİYORUZ AMAN ŞU AMAN BU DİYE.ANTAKYAYA GELİNDE İNSANLARIN SEVECENLİĞİNİ,BİRBİRLERİYLE BAĞINI GÖRDÜM VE BEN BURAYA TAŞINDIM ALLAHIN İZNİ İLE ANTAKYALIYTIM.HZ.İBRAHİMİN ATEŞE ATILMASI SIRASINDAKİ BİR OLAYI ASLI VARMI YOKMU BİLMEDEN NİYE KÜÇÜMSÜYOR VE AYIRIM YAPIYORUZ.HEM AYI ,HEM GÜNAH.HİÇ BİR ZAMAN KURANI KERİMDE BÖYLE BİR ŞEY YAZMIYOR.TAM 5 DEFA MEALİNİ BAŞTAN SONA OKUDUM.VE GEÇEN YIL (CEHENNEM ŞİİRİMİ ONDAN SONRA YAZDIM) TAM 5 YÖNLÜ İNCELEDİM.KARAR VERDİM SİZLERDE BİLGİLENESİNİZ DİYE O KONULARDADA ŞİİR YAZACAM.ŞİİR BİR YERDE OKUYANLARA BİLGİDE VERMEKTİR AYNI ZAMANDA.BEN ASLA NE ETNİK KÖKEN ARASINDA, NEDE DİĞER KİŞİLER ARASINDA AYIRIM YAPMAM.TIPKI ŞAİR ARKADAŞLARIMI AYIRMADIĞIM GİBİ.BENİM MESELEME DÖNMÜŞ BU DURUM.BİRİLERİ BENİ TAŞLAYIP DURUYOR.AMA TAŞLASIN BAKALIM.SİZLERE YORUM YAPIYOR DİYE ŞİİR AYIRACAKMIŞIM.AYIRMIYORUM ARKADAŞ .BEN ARKADAŞLARIMIN HEPSİNİ SEVİYORUM.BÜTÜN KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİ ALLAHA HAVALE EDİYORUM BU MÜBAREK GECEDE.VALLAHİ ÇOK GÜZEL YAZMIŞIN GLENAY MİRAÇ KANDİLİ KUTLAMASI AÇTILARMI ACABA GEÇEN KANDİLDE SORUN YAŞAMIŞTI.SİZ SİZ OLUN ALLAHIN KULLARINI AYIRMAYIN.ÇEN BÜYÜK GÜNAH KUL HAKKIDIR.ALLAH BİRTEK ONU AFFETMİYOR KULLARA BIRAKIYOR SEVGİLİ ARKADAŞLAR.GLENAY SENİ TEBRİK EDİYOR VE ALLAHA EMANET EDİYORUM ARKADAŞIM.SELAMLAR.BEN YANLIŞLIKLA,HASTAYIM ELLERİM TİTRİYOR.HEPSİNİ TEMİZLE BUTONUNA BASMIŞIM.ŞİMDİ TEK TEK FAVORİLERİMİN YENİŞİİRLERİNİ KONTROL EDECEĞİM.SELAMLAR ARKADAŞIM.....
Songül iyi ki doğmuş. Sıkılmadan yorulmadan okudum şiirinizi.Güzel yüreğinize sağlık. Tebriklerimi sunar başarılarınızın devamını dilerim. Bu gece sayfama son şiirimi asacağım,uğrayıp okursanız sevinirim. Saygılarımla.
Evet toplumumuzda maalesef bu gibi olaylar çok oluyor sanki anlaşarak çingane olmuşlar yani romen insanları olduğu gibi kabullenemiyoruz bu misafir olduğumuz dünyada çok güzeldi kutluyorum yazan kalemi sevgi ve saygılarımla.
ÜSTADE; GÜZEL BİR ANLATIM OLMUŞ. GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'SİNDE HALA BU AYRIMCILIK YAŞANIYOR NE YAZIK Kİ... SANKİ DEDİĞİNİZ GİBİ UZAY ÇAĞINDAN MI GELDİ BU GARİBANLAR. ONLARDA BİZİM GİBİ BİRER İNSAN, BİZİM GİBİ BİRER TÜRK VATANDAŞI. DEDİĞİNİZ GİBİ NE YAZIK Kİ ŞİMDİLERDE MAHALLE SOHBETLERİ KALMADI GİTTİ. EH BAZI YERLERDE PEY RASTLANIYORSA DA VERİMSİZ. EV VE APARTMAN KOMŞULUKLARI İSE YOK OLMUŞ DURUMDA. HER HALDE ASIL BİZLER UZAYDAN GELMİŞİZ GALİBA. SAYGILARIMLA..
KÜÇÜK OZAN tarafından 6/16/2012 3:49:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gidip kapının kilidini zorlayarak kırıyor, içeriye tekrar taşıyorlar hurda eşyalarını. Acıyorum. Annem yanımda ’Kızım sen n!apıyon, adamlar kapıyı kırdı. Bunlar cingân’ diyor. "Cingân insan değil mi? diyorum. Ne yapmışlar görmüyor musun, hem anlaşmış hem de sokağa atıyorlar,bir sürü de masraf yaptırmışlar.."
Annem söylenmeyi sürdürüyor.
Kadın duymasın diye anneme sus diyorum.
Az sonra ev sahii Remzi geliyor. Bir bağırış bir çağırış kaplıyor sokağı. Bağrışarak polise gidiyorlar. Polisten dönüşleri sessiz, herkes sanki dilini yutmuş. Bizim sokağın sakinleri imza toplayıp polise şikâyet etmişler meğer. Böylece vicdanları rahat nasıl uyuyacaklar diyorum anneme.. Annem sevinçli, kurtulduk cingânlardan diye.
Daha beş yaşındaki Songül’ü doğum günü kutlaması gitmiyor gözlerimin önünden taş doğum günü pastası ve mumlarıyla, kulaklarımda çınlıyor ince çocuk sesi :
" İyi ki doğdun saana! İyi ki doğdun saana!."
Tebrik ediyorum keyifle okudum kaleminiz var olsun selamlar.................