Denizlerin Şarkısına Eşlik Edecek Ses
sesini düşünüyorum
sesin güneşle fısıldaşan, zeytin ağacı denizle sevişen, istiridye sesin nabzımın, ılık iç çekişi susma rengini bulamaz, mevsimsiz kalır tenim arınamaz İzmir, büyük uykusuzluklardan susma yalınayak koşarım sahile körfezde çığlıkları nasırlaşmış uzak okyanuslara tutkun martılar gibi dönüşsüz ve korkusuz denli özgür yanan bir ateşin küllenmezliğiyim bırak sığınayım serin bir masala sesi kesildi dünyanın, boşluk var ve ardı öfke şiirlerin kağıtlara dokunuşu da olmasa ömürlere dağılan cesetlere konuşma yasağı konmuş ve kendini susturmuş olur yaşam mırıl mırıl sevdalar zoruma gidiyor söylemde bekler durur aşk, gören yok mu sevgi sessizlikte yolunu bulamayan serçe haykırarak söylenmeli ’seni seviyorum’ yıldızları ağrıdan kurtaran en muhteşem cümle taşırıp kalbimizden çiçekleri tüm evrene dağıtan bahçe düşlerin kenarına oturduk geçip giden yaşama acıyı çeken bir sessizlikte dünya göz gözü görmeyen söz sözü bulmayan gerçekler tiksinti aynılaştık kuruduğumuz yerde iç sesler bile kaybolmak üzere yasakla yasallaşmış hiç konuşan yok susma sesinin baharı açsın, kelimelerin kilitlenen kapısını sokaklar dillensin deniz dillensin camlar, ağaçlar dillensin balkonda Kezban teyze dillensin bakkal amca dillensin köşedeki kahvehane dillensin tüm çocukları ayaklandıralım yitirmiş olduğumuzu bulmuş gibi bir sevincin çılgınlığıyla dağılalım evler dillensin sözün dünyası yenilensin göğüs kafesimde biriken heyecan dillensin susma çıkaralım toplumun ağzını tıkayan çabutu denizlerin şarkısına eşlik edecek ses lazım susma sessizliğe bir alışırsa insan düşmandan evvel kendimiz, kendimizi öldürdük kıyım kazanmış demektir menekşelere rengini hatırlatan, söz ustası susma bir ipek gibi bedenimi kaplasın Nâzım sesin... |