Tenine Hazır
süzgün bir pazardı
güneş küstahça bırakmadı yakamı arafa girmiş gibi suskunluklar yorgunuydum buruk gülüşlerine kıymıklar kızgını yüreğimi hazırlamıştım bahar uçlu kollarınla sararsın diye iğneli ruhumu... erken ölüm korkularıyla olgunlaştı yaz akşamları uykusuzluklarım bir bardak su bir yarım meyve izdüşümlü ve belki ilk sayfalarında bırakılmış roman gibi gelecek sabaha yıkanır hazırlanır uzatmalı çeyrek neşem... sana kayıp bir ölüm mayalıyorum toprağı acıyı yutan zulme umarsız sana bir yaşanmamışlık bir kentin en eski resminde takılıp kalmak gibi mevsimsiz bir unutma çabası... sana tatil aralarında kışkırtılmış yoksunluklar düzenliyorum yollarda taş toplamak ömürlük huzurlara uzak olmak ama senin için tüm bu bencillik tenine hazır bir açlık için yanlış sokaklarda... kağan işçen... |