Ayışığı Katili
yüreğimin peşinden sürüklendi
titreyen adımlarım ruhumda yakalanma sanrısı nefes nefese dolaştım şehri her cani son kez görmek istermiş suç mahallini çaresizliğime eşlik ediyor dört yanı sarmış gelincikler alev almış narçiçekleri dokunsam kanayacak dokunsam haykıracak katil diye bağıracak tarla çitleri sınırdayım resim defterimden çıkmış imgelerimle kurulmuş kent sırtımı yasladığım suskun dağdan deli bir çay akıyor gönlümün ortasına kutlu pazar sabahı merasimi telaşında koştururken garsonlar çocuk sesleriyle doluyor masalar yalnızlığımın gölgesi düşüyor boş sandalyeye irkiliyor insanlar deniz kenarına bakan balkonda aile salonunun ortasında oturuyorum bir başına sorgulayan bakışlara yakalanıyor sahipsizliğim belli ki şüpheliyim ey sevgili tanrı misafiriydim aşkıma sahip çıkmadı yüreğin sığıntı olmak değildi niyetim kaldım gecenin ortasında yol ortasında ayışığının tam karşısında ahşap bankın kenarına yazıyorum son savunmamı ben göçebeyim... inanıp sığınmışken aşka zorunlu göçe mecbur edilen sürgün sürüldüm gönül yurdundan ama bil ki; faili meçhul değil bu aşk tutanak tutulsun, yazılsın sayfalara kutlu bir avazım sesleniyorum yedi cihana bir garip aşığım yok kimseye zararım sahipsiz aşkımın hem faili, hem katiliyim. Zeynep Özmen – 01 Haziran 2012 |