Nasılsın?
Sana geleceğim
Gün geceye kavuşurken Küçük çocuklar gibi Kollarını iki yana açıp kucaklayacak Merhaba diyen tebessümlerin Kıvrılıp uykuya dalacak gece Zaman koridorunda Hızla hamle yapıp Yeniden gösteriye duracak Adımlayan mesafeler Hatırlatarak büyüdüğümüzü Uzanacak ellerimiz tokalaşmaya Az önce kartopu oynamışız Nefes nefese Büyümüşte küçülmüşüz Küçülmüşte büyümüş Al basmış yanaklarımızı Utanarak, Hoş geldin, diyeceksin Hoş buldum sevgili Köşeye bıraktığın Oyuncak arabanı göreceğim Zorlanmadan açılacak kapısı Eskiden zor açılırdı, diyeceğim Yaşlandı, diyeceksin. Dünün gölgesi Sessizce uzanırken aramıza Dalgınca çarptığım kapı Ayıltacak bizi Yavaş! Bu artık antika diyeceksin Sadece bu mu? Diyeceğim Yüzümüze vuracak mazinin izleri İki büklüm olacak kelimeler Nasılsın, diyeceğim Asırlık alışkanlıkla Üst üste devrilen yıllara inat Güneşi kuşatacak sesin İyiyim, diyeceksin Unutup sormayacaksın yine Hiç sormadın ki Nasılsın? Diye Gelirsem bir gün aklına Aldırma bu deliye Ben aynı benim Bildiğin gibiyim… 7 Şubat 2012- Zeynep Özmen |
yolların sonu değil,
adımlarımızdır bizi insan kılan;
ya da uzaklaştıran, insanlığımızdan.
O yağmurlu şehre, varsan da, varmasan da...
Hatta, varıp, var sandığını orada bulamasan da;
adımların senindir.
Yüreğine denk, umutlarında...
Beğeniyle okudum.
Şair'e sevgim ve saygım ile...