İkinci Bir
sahillerim yaralıydı zaten
şimdi bakıyorum heveslisin hayat demeye ölü sularıma salonu ışıksız evler gibi kendini korunak zanneden bir çiğlikte gölgesiz... beni kimse anlamasın diye kapkara şiirler yazıyorum düşüncelerim düşüncesizce eski yoksulluğumu özlerken habire gitmek fikrine yatkın bir özlemde hayretsiz... kenarları yabani otlu bir yolda ateş rengi bir ağlayışa tutulurkendi koynumda sakladığım şarkıyı yitirdiğim ve o şarkıda kaldı ismi sevmenin unutulmuş güzelliklerle bulandı ömür alıcı kuşları sustu tümden gözlerimin yabancı bir mevsimde fersiz... yıkıcı yağmurlardan arta kalanımda yaşayan yağız hüzünlerle kan kardeşim oldu dudak büküşün yıllarımın yılkısına gözyaşımdaki karşı evdeki çocukluk anımdın tiftiklenmiş perdelerinde salkım saçak ve üzeri meyve resimleriyle dolu siyah beyaz albümlere hapsedilmiş bir çift beyaz kahkahamız da yok sissiz.... bahara yeni nevresimlerle hazırlanan sade mutluluklar gibi sevmiştim seslenişini yollara mağrur bakışımdaki tona ve serin gidişlere alışkın yalnızlığıma düşkünüm hâlâ sessiz... yalnızlığım bile bana uzak bir yabancıya bakar gibi anlamsızım kendimi izlediğim bu sonsuzluk aynasında ve ağustos sıkıntılarıyla bulanık kalbim ölüme yasaklar koyar bir öğle sonu çayında ikinci bir ad arar sensizliğe sensiz... kağan işçen... |