BEN/ SEN ÇÜRÜYEN ÇAN ÇİÇEKLERİseni yüreğe aldım alalı, aşk denilen bu tarifi imkansız coğrafyadayım bahar bütün şarkılarda kayıp mor kendi gelip yerleşti tenime sevgilim… bir kalp ayracına kaç insan sığar , ceset olmaya meyilli çan çiçekleri hangi aşkın mezar çiçeği savunmasız sallanıp duran… atıldığı çölde yağmuruna dua olan çürük gözlerimde anlam sende anlam dil bozukluğudur, kırar şiirin pusulasını… kendimi bildim bileli bu karanlık sulardayım karanlığına boğulmadım… bir fener yakaladım uzak kıyılarda, liman kentlerini bu yüzden severim kıyı olurlar umutlarıma gecenin kırılgan zilleridir aşk sokak çocuklarının tarumar ettiği, boy hedefi bir resim hangisi kırdı gözlerimdeki sevinci , bilmiyorum sokaklardayım o gün bu gün, avare bir bilici buğulana camların arkasında , silik bir yüz gibiyim içimde uçucu bir özlem , nikotinli bir bekleyiş dalıp boğuluyorum acılarımın tüm kanıtlarını yakıp , doldurdum bir şarap şişesine yitik şiirler antolojisi ! saldım suyun çarşaf yüzüne , kıyına vursun şahidimdir denizin sürgün çocukları martılar tenlerinde tuzlu bir hüzün , kanatlarında yaralar bıçkın ve harbi delikanlılar gidişini hatırlatmasın diye kıyı kıyı dolaşıp , vapurlara sataşırlar bende feryat kendine dönüştür… senden sora… dilim yükünü çekemeyen bir hamal çoktan kovuldum yeryüzü cennetinden cehennem ortasında üşüyorum gözlerin bu alev kızıllığında sağanak sancılar güneş gözlerin ben/ sen cürüyen çan çiçekleri sevgilim… çan çiçeklerinin her ezgisinde aç gözlerini güneşimi mor bir dağ ardına hapis , cennetim uzak kabrime çan çiçekler altında çürümekteyim aç gözlerini güneşe cennetime ereyim ölmelerdeyim... Kubilay Yıldız |