Son Matine
Kapalı bir defterin altına sakladığım
Çocukluktan kalma aşklarımı Sunmayı arzularken demlenerek yüreğinde Uzağında buldum kendimi sevdanın Ayın on dördü gibi değilmiş sevda Dolunay çözmeye yetmiyormuş dilimi Kekeme bir düşün esaretinde Düşlerken seni anladım Bu sevda yasakmış bana Prangalı düşlerimin uçlarında Sivrilirken fikri muhasebelerim Hakka delil olan bir ağıt yok olmuş içimden Anladım Kulaklarımda dillenen bir eski şarkı da Ah içimde yanar yangınım Yangınım düşer gecene Gitmeyi arzuladığım bu şehirde Dönmeyi arzulamak kâfirlik olur belki de Soğuk bir suda okunurken dualarım Bir kurra’nın dilinde ararken içimi Gitmek farz oldu düşer içime bilirim Ve ben son cüzdeyim Elbet gitmeyi de bilirim Aşkın eflatuniyi asarak boynuma Tohumlarımı ağlayarak çürütmeyi de Şarjı bitmiş bir yaşamın kıyısındayım Gitmenin belki de son arefesindeyim Masaya bıraktım şiirlerimi Yüreğinden arakladığım kalemimi Gidiyorum bu son dolunay geceme Bu senin duyacağın son ağıtım sensizliğime Bundan sonra akar içime gizlice Şimdi yak ışıkları Aç perdeleri Bu son matineydi Ne yazık ki buda bitti Selçuk ERKİ |