...vakitsiz göçbalıkcı kasabasında son kez ölüyorum öksüz kalacak bir kaç hercai düş mor kuşanmış dağlarında... elden düşme mustamel bir gülüşe biat ederken en acıyan yanımdaki imansız ümit toprak kokuyor avuçlar da titreyen dualar teneşire uzanmış cenin ceset misali gusulsüz bir çiğnem et musallasız helalsiz sabi niyetine... aminler gereksiz mefta künyesiz... göksu kan kesmiş ilahi asa değmişcesine tanrılaşmış gurur çarmıha paslı çivilerle gerilmiş... sevinçleri sökülmüş göz bebeklerime kan oturmuş mukim müzmin yeni ev sahibi... diller lal olmuş dünyevi sus kıblesiz sevinçlere uhrevi haykırış duyulmaz... ilticam tanrılaşmış insanın merhametinden ecnebisi olduğum taş kaldırımlardan sukutu hayale hicretim baş açık yalın ayak ezelden ebede vakitsiz göç... yapraklarını yitirmiş takvimsiz zaman saatler mıhlanmış yelkovanına heder olmuş ömür iğreti tutturulmuş ... bakır zirvelerde son çoban ateşide söndü irticalen atılmış anarşist artığı illegal bir slogan yankısı kalan... dünde kalanlara inat yarına kusulan sessiz öfke... son kez ölüyorum bu dağlarda ve zıbın yerine bir arşın kaput beziyle kundaklanmış gömülüyor günahsız aşk... Hasan ODABAŞI |
yüreğinizden güzellikler eksılmesın