Kirletilmiş
kümülüsler tozlu
yüreğimin nemiyle bakıyorum şehre yalnız adamlar boy gösteriyor kaldırımlarda caddeler boğuk boğuk kopuk yaprak kımıldamıyor hiçbir masalda ağır kanatlı kuşların çığlığıyla siyahta her rüya... istanbulsuz yalnızlık yarım yalnızlık karabataklar caka satarken martılara ben istanbul’dan önceki yalnızlığıma yanımda yakılan cigaranın hırsıyla hırpalanırken anladım bunu düşlerimin hayra alamet değil dedirten ıssızlığı meraklı bir pencere kumrusunun meraklı bakışlarında ve bir de güneş girmez batakhanelerde sınanır umut şiirse yorgun bekleyişli sözcükler hatırınadır... kirletilmiş bir deniz sokulunca aramıza istanbul’un kalabalığı kadar çoğalır yalnızlık yalnızca çocuklar düşünmezler zamanı iyot kokulu bir yoksunluğun ardından alışılır ayrılığa ve her yer istanbul yalnızlığıyla anlamlanır yalnızlık uykularında uyumak karaköy’den üsküdar’a seni düşünmekten kısadır ölmek bile... kağan işçen... |