Düşler Kaleminden Sahte İzler
Kalbim mevta olmuş yalnızlığın arafında,
Adım düşse toprağa öldürür sevdaları. Ellerinde umudunu sakla yine de çocuk, Sırt çevirme sakın hayallerine. Ansızın bir yağmur yağar, bir cemre düşer toprağa, Diriltir sevda bahçenin güllerini. Mahşerine ellerin cebinde yürüme, Öldüğüne inandırma kendini çocuk… Ölü şiirlerinden bir şiir akıt geceye, Kazı gözlerine geçmemiş geçmişini. Yavaş yavaş yudumla ömrünü, Ayır tırnağını etinden. Sök at tüm duyguları mabedinden, Yürü dipsiz kuytu karanlıklara. Yörüngesini bulamayan bir gezegen gibi, Işığını kaybeden bir yıldız gibi, Kaybet kendini göğüs kafesinde çocuk… Bir izmarit söndür buğulu sesinde, Şaraba aksın pıhtılaşmaya mahkûm kanın. Derin bir nefes ısmarla yârin dudaklarından, Kalbine giden her nefeste boğulsun sözlerin. Dilinde pelesenk olmuş tümceler; Nefsi olsun aşk tüccarlarının. Ruhunu bırak ihanetinin ahretine, Kendi cennetinden kovuldun sen çocuk… Hükümsüz gururlar giy üstüne, Kendini kaybetmelere doğru git. Sessizliğinin çığlıklarını duy, Mühürle cesedini son soluğuna. Nihavent bir suskunluk ilişecek kulaklarına, Sesine ses ver çocuk… Düşler kaleminden sahte izler taşıyorsun alnında, Her adımda bir ölüm, her ölüm de bin yalnızlık. Yalnızlığın kutsal sularına gömül, En masum yüzünü yıka kirlettiğin ellerinle. Gözlerine başka düşler sürmemelisin, Sen bu düşte ki en sahte gerçeksin çocuk… Ve bilmelisin ki; Ölü şairler, ölü şiirlerinden doğar. Ölüp ölüp dirilirler derin izler dehlizinde, Mekik dokurlar varlık-yokluk arasında. Ve unutma; Düşler kaleminden sahte izler taşıyorsun alnında, Sen de kendini tekrarlayan bir ölüsün artık çocuk… Alican Yıldırım / Düşler Kaleminden Sahte İzler 09.01.2012 |
beğenmenin verdiği o vaov sesi çıkar ya ağızdan farkında olmadan öyle oluverdi işte