Aylar Sonra İçimdeki Dem
Ey aşk!
Beni benden alıp sana götüren, Cümlelerimin gizli öznesi. Nasıl bitti bu hikâye birden, Akla giren zararlı, bedeni saran bir şüpheyle. Ne zaman geri döner aşklar, Ya da ne zaman unutulur. Senden sonrasına alıştığımı düşünürdüm, Yokluğunun acıtmadığını, hüznün kaplamadığını… Aklımın zamansız öldürüşlerine aldandım, Kapıldım yeni arayışların furyasına. Bilemedim, bilemedim sevgilim; Aklın zamansız öldürdükleri kalpte amansız dirilirmiş. Gittiğim her yere götürmeye başladım seni, Ki götürmesem de anılar hiç yalnız bırakmadı. En olmadık zamanlarda saplandı kalbime hançer gibi, Gözyaşlarımı tutamadım. Ellerimden akıp gitti zaman, Dolduramadım gözlerimde ki boşluğunu. Herkeste seni aramaya koyuldum, Ama kimseyi koyamadım yerine. O en aptal, yerli yersiz kızgınlıklarımı, Ansızın çıkışlarımı bile özledim. Seni başkalarında aramamayı öğrendim… Şimdi koca bir kış girdi aramıza ve mesafeler. Engel olur mu bize uzaklar bilmem, Kalbim hep sana gebe bu aralar. Dudaklarım hep adını sayıklıyor, Rüyalarımdasın her gece. Yürüdüğümüz caddeler, sokaklar, Islak kaldırımlar bizi çağırıyor. Seni çağrıştırıyor şehrin hüzün yağmurları, İstanbul sensiz üzerime ağlıyor. Sen yoksun diye küfrediyorum tüm çiçekçilere. Gittiğinden beri bir yıldızım vardı gökyüzünde, Hala orada mı bilmiyorum. Sen varsan vardı her şey, Sen yoksan noksandı hayat. Hep yarım, hep eksik… Özledim be kadın. Kafanı göğsüme dayayıp huzura yatmanı özledim. Sokaklarda yürürken benden önce elime sarılmanı özledim. Savrulan saçlarının yüzüme çarpmasını özledim. Kokunu özledim, kokunu… Gittin değil mi? Kilometrelerce ötelerden sana seslensem şimdi, Duyar mısın içimdeki sen çığlıklarımı. Koşup gelir misin yeniden, Başlarmı bu yarım kalmış hikâye. Unutamadım lan işte, unut(a)madım. Ölmekten de öldürmekten de korkuyorum hep, Canlı tutmaya çalışıyorum bizi. Şimdi ne kadar biziz? Dönmeye gücüm yok, Ama gitmekte gelmiyor içimden. Ki istesem de gidemiyorum... Bölündüm be uzakların kadını, Kalpte iki yara taşıyorum. Tek bir kalptik biz iki bedende, Ölene dek atacak olan. Öldük mü şimdi peki kadın. söyle!... Öldürebildik mi bizi? ‘’şehitler ölmez vatan bölünmez’’ cümlesi kadar, Anlamsızdı içimdeki ihtilalin militan cümleleri. Ölen ölüyordu işte, ölenle ölünüyordu. Kalp bölünüyordu ikiye, Ve acısını içinde taşıyordu tüm ölüler… İlkbahara koşuyoruz ayrı şehirlerde, Yağmurlar ıslatmıyor beni seninle ıslandığım kadar. Dört mevsimi yaşadığım kadın, Aklıma geleceğin kadar gönlüme gel-sen! Sıkıca sarılsan ve eritsen içimizdeki buzları… Bir mevsim değil, Bak her mevsim ağlıyor bulutlar. Bunun bir anlamı olmalı, Beşinci mevsimi olmamalı bu ömrümüzün… Hayallerimiz vardı ada’dan kaleler derdik, İçine gizlenirdik, kaybolurduk tüm beyazlarda. Şimdi en kirli renk olarak bayrak tutuyor beyaz… Gel adınla anılsın sokaklar, kalbim çarpsın, Ve tüm gökyüzü bürünsün maviliklere. Güneş eksilmesin üzerimizden, Ay kararmasın penceremizde… Fotoğraflardan gülme yüzüme, Hareketsiz kalmasın bakışların. Gözlerimin değdiği yere değsin gözlerine yine, Adımların denk olsun adımlarıma. Ve sustukça büyüsün aşk… Duygusuzluğumu duy aşk! Özlemi mi kır at en sağır yaramdan. İç deme bana acının içli susuzluğundan… Alican Yıldırım / Aylar Sonra İçimdeki Dem 17.03.2013 |