Gel ve İzle Benden Gidişini
Nasıl başladı bu hikaye,
Nasıl yazıldı bu son. Hangi eskicinin elinden aldın kalemi de, Yazdın bu eskimiş kaçış satırlarını. Yeni bir bitişin uzak sonundayım, Sonumu nasıl çizdiğimi anlamadım. Sabrım aşkımı taştı, Ayrılık sel oldu yüreğime. Bir ömür kalsam yanında, Her sabah ölü doğacaktım yaşama. Sabahlarıma erken çöken karanlığım olacaktın, Matem yalnızlıkları biriktirecektim boğazımda. Her nefeste biraz daha ölecektim, Gözlerine daldığım her saniye başkası olacaktım. Ellerimde taşıdım umutlarımı, Şarkılarım dudaklarının mesken yeriydi. Hatıralarını maske yaptın yüzüne, Acılarını demledin gözlerimde. Hep bir ‘’git’’ sakladın sözlerinde, Gitmedim, sabır dedim; sabrettim. Zarf’tan çıkan piyango gibiydi ayrılık, Ayrıldık işte sevgilim, amorti bile kurtaramaz bizi. Son sözlerimin değerlerini biç önüne, En sağır olanını al yanına. Yoksul gecelerin koynunda saklanırım ben, Sen sakla eski defterleri yüreğinde. Verdiğin değerlerin hesabı izmarit çöplüğümde, Yaktığım sigaraların bile hesabını sorarım sana şimdi. Sahi nerede şimdi o kız? Hangi parlak yıldızın altında canlanıyor geçmişi, Kimin bedenine o’nun ruhunu yüklüyor. Sözleri lağım çukurundaki bir fare kadar anlamsız, İçindekiler ise bir çuval aşkı berbat edecek kadar boktan. Gittin değil mi? Daha biz bile olamadan… Yarama bir yara da sen ekledin, Tuz bastın acılarımın üstüne ve gittin. Seni tanıyan herkes içimdeki seni soruyor bana, Gitti diyemiyorum, bitti diyemiyorum. Sensizliği kabullenemedim henüz, Yol yakınken gel. Yakınıma uzak olmadan gel. Bir kelime etmeden, sormadan, sorgulamadan, Ansızın dirilen bir ölü gibi gel. Her şeye bir ‘’eyvallah’’ borcun var. Gel ve izle gözlerimden düş(üş)ünü. Gel ve izle benden gidişini… Alican Yıldırım / Gel ve İzle Benden Gidişini 30.11.2011 |