2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1106
Okunma

/
barut sıkışıklığında bir sevda
soktu tetiğindeki kelimeri ellleriyle
kurşuni bir şiiri vurdu
yorgunluğundaki yüreğini bir akşam üstü/
mermisiyle vurulan bir aşktı su gibi kaynayan
suskun kalan
kanayan
iki sözde bir vurulan...
yada kanadı açık olan bir kuştan
alnı tertemiz bir alına dayanan otuz beşlik
yaşından çok geçmişlikti kendinden
geçirilen
kafasından giren...
siyah için barut saçları için buğday sarısı
şafak için kana, benzemek ve bir renk gerek
susarken yağmur olmak gerek maisin de...
dağ kadar büyük çizemem ki seni
sen denizken yüzememki ben...
tufanını çağırdığım gemide
sen de olurmusun bu büyük gemimde...
İşte her sabah...
savrulsamda senli sandalarımda
batarsam sana kavuşurum
susarsam
martılara
bana küser sana söyleyemdiklerim, bilirsin
çığlık atmam gerek denize, konmadan
yada yazmam gerek seni
yaşatmak için yokluğunda...
İŞTE TÜKENİRKEN BEN SENİ YAŞATMAM GEREK BİLİRİM
ADI SEN OLAN AŞK İÇİN İŞTE....
birde suskunluğundaki bedevi aşka sen gerek işte....
5.0
100% (1)