En-NûrNur; kendisiyle zahir, şeyleri izhar eden, Bu ilahi ışıktır, görmek için tek neden. Kâinatı gösteren, hakikati bildiren, Gözlerden, gönüllere, girerek şenlendiren. Duygu ve idrakleri, en çok kapsayan, Özleri ve dışları, ışıklarla toplayan, Işıktan da ziyade, güzelliği bellidir, Ve açığa çıkartan, Saydam bir tecellidir. Karanlığın zıddıdır, her zulmeti boğandır, Akla, fikre, vicdana, letafetle doğandır. Asla caiz değildir, Hakka ışık denmesi, Nur ise ondan doğup, ışık ile gelmesi. “O Allah ki göklerin ve yerlerin nurudur” Âlemlerde görünen her şeye sebep budur. Bu ayette geçen “Nur”, var eden, aydınlatan, Azaltıp, çoğaltarak, ışığa ışık katan, Nur Allah’a denk değil, onun bir tecellisi, Bu aydınlık ayırır, temiz ile necisi. Işığın var olması, bağlıdır gören göze, Birde içeri doğru, kalbe, ruha ve öze. Şu halde görendir, idrak edip anlayan, Dışarıdaki ışık, böyle vasfı olmayan. Bu bağlamda gösterme, görme işi farklıdır, Görünen nurdan fazla, gören nurun hakkıdır. İnsanın bir basarı, yani gören bir güzü, Birde basireti ve idrak eden can özü. Göz, ışıkla renkleri algılama organı, Basiret, idrak ile akılın kuvvet yanı. Celal perdelerini, kaldırsaydı mutlak nur, İdrak eden her varlık, anında helak olur. Umutların gözünden, sıyırsaydı perdeyi, Vechinin pırıltısı, yok ederdi her şeyi. Nur perdenin kendisi, yarattığı kuluna, Can gözleri canana ta ki açık buluna. Hakta fani olana, Hakkın Hakkı vermesi Bu halse kulun değil, Hakkın kuldan görmesi, Şeriat ve akıldır, bu evin anahtarı, O kapıyı bulanlar, kulların bahtiyarı. O “Müminin basiretinden kokulur” diyor, “Onlar Allah’ın nuruyla bakar” ı ekliyor. Bu bakıştan cümleyi, Rabbim mahrum etmesin, Lütfüyle sevindirsin, kahrıyla incitmesin. 30.03.2012…Mustafa Yaralı |
Harika şiirinizi ve yazan yüreğinizi kutluyorum.
Saygılarımla...