Çıt yokışığı nasıl yayarsın odalara dik çıkılan merdivenler tırmanıp kalkarak dik bakışların farından bir türlü tutuşamayan nârınla bir sufle almadan baştan başlayarak oyuna rollerin önceden hazır kendi terazilerinde ölçümün sorgusuz dizayn ederler ellerinde karılır hamurun azalır,çoğalır sesler gereksiz uzun sözler vardırmaz yerine sözü bir sükût tamamlar yalnız eksilen taşın yerini yine de konuş susma alıp götürülür geleceğin altın tepside sunulur gibi konuk olur evsahibi arsız hırsızın yanında kaçırılır dilin hamdın piştin acılarla katlanarak günlerin don yüzlü kışlarında hep kader deyip çıkardılar fırından paramparça edilmiş ekmeğini usul usul götürüldü önünden çocukların,geleceğin,düşlerin yandılar,öldüler zehirlendiler talan ederken hırsızlar elleri,beyinleri,güçleri sustular altlarından kaydırıldı toprak da su da ağamlara kaldı hak aramak sokaklardan sürülürken halk çöl gözlü adamlarca kapatıldın odalara sürgün tutsakevlerine çıt çıkarmak bir yıl eder çıt yok kadere endeksli sokaklarda terse dönsün adımların 30. 3. 2012 / Nazik Gülünay |
çok tebriğimle, sevgimle...