YOKSUL ZAMAN SÖYLENCESİ/zar tutar zaman görmezsen, o olur hep kazanan bir kelebek, tırtıla dönemez yeniden/ son limana yaklaşıyor gemi doldur boşalt aynı karanlık su içimdeki deniz süzgecimden boşalmıyor bir damla gün ruhu gittikçe büyüyor yaram oysa, ne çok gidilecek kıyım vardı daha… /gece kurşunudur yalnızlık ki, gecenin şâhidi yoktur/ ân olur siler aklım varlığını kilidinde döndüğünde anahtar eski evin kapıları çarpar onu suratıma geçmiş zamanların ölen ışığı/ndan kalan karanlığı vurur yüzüme birden ve kazı başlar yeniden… u n u t t u m ne zamandır kazıyorum ruhumu bitmiyor tükenmiyor katmanları… ölüm nefesimi sınıyor onunla dağınık bahçemde acı yeşil bir su yakıyor, kavuruyor gözlerimi içimden kayıp giden yaz /kayıp hiç gelmeyecek bir daha belki de!... karanlığın tutsağı sessizliğin tiryakisi ruhum ne çok darağacı resmetmiş duvarlarına kandilsiz gecelerin efkârında kurgulanmış aldatmacası mutlu olduğu hayali ve hayatı örten perdelerin ardında görmek istemediği karanlık şafak izleri memnuniyet tiyatrosunun sıcak, güvenilir koltuğunda umut susuzluğuyla cesaretsizliğin bedelini öderken çıkacağı yolculuğu bekliyor halâ ve geleceğe zihnini kapayan günler gitgide soğuyor yaşamda bilmiyorum hangimiz daha ağırız! ne ben sırtlayabiliyorum gölgemi ne de gölgem beni biz yalnız zaman sarhoşuyuz ah! zaman ters yüz edilemiyor geçmişin yüzü çocukluğumda öpmeye doyamadığım elma yanaklı yüzün/ün artığı dişlerimde kalan… Hâdiye Kaptan c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |
kilidinde döndüğünde anahtar
eski evin kapıları çarpar onu suratıma
geçmiş zamanların ölen ışığı/ndan kalan
karanlığı vurur yüzüme birden
ve kazı başlar yeniden…
Sevgili arkadaşımın güçlü kalemini kutluyorum.
İlhamınız her dem var olsun.
Selam sevgimle.