ÇAM/UR
"gökten önce karanfil yaprakları sonrasında kuru gül yaprakları düştü k a r a inat beyaz olmayan kan/kırmızıydı hasetlerim"
yağmurlu hatıralarım sensizlikler... katre katre düşerdi geceme boranlı özlem doluydu uykularım sarıldıklarım sakladıklarım sarısı kaçmış tahta sandiklardaydı zaman boranlı yağmurlarda düşerdin üzerime savrulurdum... ateşini içine çekmiş sokak lambalarımdı yokluğunda sarıldığım düşlerin b/ana düşer ben ıslanırdım yer ıslak toprak ÇAM/UR otum (ben) kuru yeşilini yeşertmekti bu ıslanışım saçaklarına sarıldığım bir aşk/tı içimdeki ÇAM/UR dışını içime kazıdığı yürek kabuğum k/anar toprağı sevişim yürek işçiliğim unum ekmeğim emeğim şiirim doyurmak içindi hep içimden seslenişim kar/ışır yüreğimin elleri sana... hep sevişiriz herkesden g-izli dış çeperini okşarım seni severek sen benim sevişimle dans ederdin ellerimde sana dokunurdum her seferinde ıslatırdım seni her gece yürek atölyemde (defterimde) gizlice senden habersizce senin olmadığında içi boş olan ÇAM/UR dandı saksılarım toprak doldururdu içini seni ben gibi içine mum çiçeği ektim açar diye ben bir çömlekciyim toprağı da severim ÇAM/UR umu da en çok da seni ellerim yüreklerim ve seni sevmelerim içime ektiklerim.... "ÇAM/UR un içinde bir ağacın altına atıp bir tohumu, O ağaca ismini yazdıktan sonra yapmaya başladım senli çömleklerimi ıslakca yazmaya..." |