KALEMİM HEDİYEDİR
Öfkeli bulutlar gözyaşlarını bırakıyor pencereme
siyah giyimli çığlıklar kol geziyor dudaklarımda kahırlarım yataklık ederken geçtiğin sokaklara gece biçildi gözlerimde ufuk kızıl kan içinde unuttum dediğim hayalin gelip oturdu yine yüreğime içimdeki ateşi yutkunuyorum düğümlenen dudaklarımda çürük yanlarından kahır akıtırken bulutlar toprağa düşlerim tutuklu dualarım kifayetsiz diliyorum tanrıdan bedenim çürüse düşse senin toprağına dualarım kabulsüz artık sayende tanrı katında şimşekler acımasız sesini bırakırken kulaklarıma şiirler düşürüyor dilime sesleniyorum tanrıya emanetin bir can onu da al yanına kurtar tanrım yokluğu zulüm oldu artık bana tanrım yüz çevirdi artık dualarıma günahkarım bundan sonra Bilirsin sevgili ben şiir içer şiir solurdum ya artık attığım her kelime karavana satır aralarına merak etme yolladığın cümleler düşüyor tam hedefine şiirlerimi yaktım artık gözün aydın kalemim hediyedir sana ben yokum bundan sonra ne hale geldim zalim bu kadar mıydım söylesene sırtıma dayadığım duvardın sözde şimdi nem aldı çöktükçe çöküyorsun içime içime büktü boynunu fesleğenim haberin varmı buralar ne kadar boş ne kadarda kim/se/siz rahat rahat nefes al artık gidişine basarak bende gidiyorum dinle ismim okunacak yakında salalarda çözülüyor eli ayağı içi geçkin mevsimlerin çıkardın hayat çivimi döküldü sere serpe içim gidişimi çekiyorum dibi düşmüş hatıraların üstüne acının ıslıklığı kenetlenmiş dudaklarıma karanlık sokaklarda durakladı kimsesizliğim yandım kavruldum toprağına düşerken can dedim canıma batan dikenler inlerken Bozkırın kollarına sererken bakışlarımı dondu gelinliğini giymiş martıların gözyaşları omuzlarımda boynu bükük bir saç teli yokluğun sızlatıyor burun direklerimi yürek sesimi tıngırdatıyor sazendeler parmak uçlarında asılı kalmış kopuk zamanlar bugün yüreğimin terk mevsimi saçlarıma dökülen kırmevsimlerine inat bir yazgı yavaş yavaş çizildi alnıma kırpılan günün saç kırıklarımda dalgın adımları çözümsüzlüğün ardına saklanan çığlıklarım salmıyorum dudak aralarımdan kopuyor feryatlarım sus deyip çığlıklarımı bastırırken içime adını vermeyeceğim merak etme son nefesimi almak için gelen sevgilime sen gelmesen de sevgili sen gelmesen de azrail canımı alıp giderken seni dileyeceğim son arzun ne derse |
dondu gelinliğini giymiş martıların gözyaşları
omuzlarımda boynu bükük bir saç teli
yokluğun sızlatıyor burun direklerimi
yürek sesimi tıngırdatıyor sazendeler
parmak uçlarında asılı kalmış kopuk zamanlar
bugün yüreğimin terk mevsimi
saçlarıma dökülen kırmevsimlerine inat
bir yazgı yavaş yavaş çizildi alnıma
kırpılan günün saç kırıklarımda dalgın adımları
çözümsüzlüğün ardına saklanan çığlıklarım
salmıyorum dudak aralarımdan kopuyor feryatlarım
sus deyip çığlıklarımı bastırırken içime
adını vermeyeceğim merak etme
son nefesimi almak için gelen sevgilime
sen gelmesen de sevgili
sen gelmesen de
azrail canımı alıp giderken
seni dileyeceğim
son arzun ne derse
Her zamanki gibi harikasın şairem,