Şensizlikte Şen’lik var
Raylar paralel değil, açılıp kapanıyor,
Düğün yok bayram yok, başıbozuk şenlik var. Yetkisiz yetkilerle, insanlar atanıyor, Bağları kopuk kopuk, inadına benlik var. Buradaki her birey, kesin zanlı sayılır, Dirileşmek bir yana, cinayet işleniyor. Çözülmeyen sorunlar, üst üstüne kayılır, İşin başında peşin, insanlar fişleniyor. Ahkâm, erdem, fazilet, istikamet bozulmuş, Hatalı ilk adımdan, sistem ayar tutmuyor. Birkaç garibanda yük, onlar işten yozunmuş, Keder sarmış her yanı, uykuda uyutmuyor. Güya yetkiler bende, ipler elin elinde, Taşları bağlı bu yer, itleri özgür, boşnak. Hedefin şaşkınlıktır, tüm silahlar belinde, Atanın değil işin, taşın ardından koşmak. Öyle bir özün var ki, sözlerinle çelişir, Ölçülerin dengesiz, tartıların zarardır. İki yıl oturmamış, düzen nasıl gelişir? Bildiğimin doğrusu, yalan yanlış karardır, Yazık olmuş sana be, şu binanın mimarı, Bu defa yanılmışsın, şeytan seni aldatmış. Nice canlar yakarak, şu yediğin şamarı, Gerçek mülkün sahibi, bil ki şefkatle atmış. Sen çetin olabilir, asla şen olamazsın, “Her an bir şendedir” şenini; şen bilemez. Servetin olsa bile, sevgiyle dolamazsın, Takdiri ilahiyi, bil ki kimse silemez. Biz sarhoşken ayıktık, sense ayıkken sarhoş, Muhbiri sadıkların, sendende daha cambaz. Çok berbat bir halin var, anlamsız, saçma, bir hoş, Başının tek belası, emin sandığın gammaz. Neden yanlışlarını, yanlış ile tanırsın? Doğru bildiklerinde, eğrilerin çok dibi. İnsan olan insandır, reva mı ki anırsın, Sözlerimiz su içen, eşeğe ıslık gibi. Bir tarafın köylüdür, diğer yanın medeni, Bu benim tespitimdir, gerçekte nasıl, nesin? Eğer bilmek istersen, sözümdeki nedeni, Vicdansızlık kalendir, gaddar oluşun kesin. Yazmak istemiyordum, tarih tekerrür etti Bu filmi çok seyrettim, ezberimdedir artık. Sana serap olanlar, bana katıksız netti, Benim yalnız çenemde, senin benliğin yırtık. Asla beddua etmem, dualarım seninle, Bana meyimdir deva, seninki de tam eter. Padişah olmak gibi, hükmün olmaz benimle, İnsanlığı bilmesen, haddini bilmen yeter. Ayaklardan ziyade, başa düştü falaka, Eller değişse bile, değnek yine o değnek. O kibirli başının, etrafında yalaka, Sana düşen küfürdür, onlarınki baş eğmek. İnsanca insanlıktır, sevda benim pazarım, Beni satın almaya, inan servetin yetmez. Nefislere meylim yok, gönüllere nazarım, Ayak bir gün baş olur, bu devran böyle gitmez. İnan ki ilkelliğin, ilkelden daha vahşi. Sana sözlerim fazla, hazmedip yutamazsın, En sevmediğin insan, inan ki senden yahşi, Riyakârca söz verir, onu da tutamazsın. İlk başından kaybetmiş, şimdi korku dolusun, Çabaların boşuna, kolay değil kurtulman. Taş yerinde ağırdır, sen o yerde ulusun! İnine dönmek için, zor değil çare bulmak. Gerçi çokça mahirsin, ayak oyunlarında, Bu defa çattıkların, bil ki sendende çetin. Aslan postu giymişler, yafta boyunlarında, Şayet galip gelirsen, mübarek olsun fethin. Bu savaşta yenilip, kaybedersen şaşırmam, Bana sürpriz değil, seyrettiğim manzara. Sen bir köpük gibisin, ben bardağı taşırmam, Velev ki galip gelsen, bil ki o da kazara. Şu andan itibaren, benim için ölüsün, Umurumda değildir, bir şekilde dirilmen. Vefanın insafsızı, insaflığın çölüsün, Bana inan bayramdır, senin gerildikçe gerilmen. Ulan ben senin için, ne yapsam anlamadın, Gururunla kibirin, bunu bilmeye mani. Şimşek gibi çakarsın, bir kere damlamadın, Tetiği çeken sensin, ben miyim sence cani? Hiç bir kimseye baki, değildir bu saltanat, Saddam gibi asılır, Kaddafi’ce yıkılır. Hiçbir kimse, kimseye, sanmasın ki kol kanat, Bu işlerin içinden, ihlâs ile çıkılır. Sen böyle bir ihlâsı, nereden bileceksin, Çünkü senin ilahın; gerçek ilahtan farklı. Oturduğun tahtından, elbette ineceksin, Bu öyle bir esrar ki, Hakkın katında saklı. Bunları idrak etmen, bu akılla çok güçtür, İsteseydim burayı, başınıza yıkardım. Tavrın, tarzınla bile, gerçekten çok gülünçtür, Fırsatlar bende iken, ak alınla çıkardım. Bunu böyle yapmamak, aptallıksa aptalım, Fakat kanaatim şu, sen benden çok aptalsın. Buna rağmen nedendir? Attığın bunca çalım, İyiliğin zillettir, illetin sana kalsın. Zengin olsan da bile, inan fakirsin evlat, Acırım hallerine, eyvahlar la doludur. Gerçeklerle gerçeği, göremedin ki heyhat, Dışını varlık sarmış, için yokluk çölüdür. Benim gönül ufkumda devleşemez cüceler, Büyüklüğün aksine, gerçekten çok küçüksün. Etekler yeter sana, neyinedir yüceler, Yamaçlarda belasın, doruğa fazla yüksün. Seni ben doğurmuşum, aslını ettin inkâr, Buna isyan edecek, katıksız haram zade, Sen misin, ben miyim, gerçek ziyankâr, Bir düşüne bilseydin, olmazdın alelade. Seni unuttum artık, anılmaya değmezsin, İnsanlığın adisi, böceklerin küçüğü. Sen senden başkasını, sevmedin, sevemezsin, Tam bir haramzadesin, inkâr ettin kütüğü. Ne kadar yanılmışım, adam sanmakla seni, Çok geç anladım ki, hiçlikte hiçin kendi. Kalleşlik ne çok eskidir, nede ziyade yeni, Kim bilir ki sen misin, başkası mı efendi? Anlamsız kılıfların, bence boş bir bahane, Kimi kandırdığının, zor mu farkına varmak? Sana zillet görünen, yaralıya şahane, Her yiğidin karımı, mihnetsiz yara sarmak. 04.02.2012…Mustafa Yaralı |
sonra sabır çadırına çekilip sukuta sığınıyorum neden insan oğlu bu kadar vefasız
isyan değil belki sadece sitem
neyse abim şiir sürükledi beni yüreğin kalemin dert görmesin