Birinci elden hanımelişimdi buralar öyle kokmuyor be can ve ben birinci elden soluyorum rüzgârı hanımeli genzime kaçan leblebi tozları tesellisi bir paket deniz havası hâlâ mavi avuçladığım bir apaz suyla kaynak damarından yıkıyorum şeker kuyruğunda tuzlanan ellerimi bildin mi.. ekmek kızarttığımız sobanın dumanında zehirlenmişti şiir perileri ölmemişler buldular beni delik cebimden düşen düşleri topluyorlar yarım litre gözyaşıyla yanan lüksün ışığında şimdi dediler niyetçi bakkal satmış çektiğim hediyeleri kargalara mavi kâğıt beş liraya ah o kargalar çaldılardı da silgilerimi tükürüğümle silmiştim ödevlerimi diyesim var ki; sana yağı kokan gün esintileri tütüyor burnuma ondandır belki anmam o günleri nerden gelir belli olmaz kurşunlar altında namluya esir düşen umutlar yat kalk yapıyor şimdi hepsi antrenmanda tellalı felaketin dağların ardında kayısı ağaçları bıraktım korkudan kargalara bir bidon gazyağını dinmez be can anlatmakla bunlar yine de kokmuyor öyle buralar nöbetleşe açıyor yapraklarını artık güller beğenmiyor anamın ikinci sınıf ekmeğini kimseler ama hâlâ kıpkırmızı düşüyor sesi kanunun babamın ellerinden unutturmuyor ne laf kalabalığı ne suyun ninnisi cehaletin yavaş yavaş geliyor gecelerden kokulu gölgesi diyeceksin ki derdin ne bir bilsem can ki ne lavlar püskürüyor mıhlanan tepelerden müebbetle yerin dibine riyakar olmayan zamanlar bunları yazdırıyor belki de her ne kadar gaz yağı ışığında yapmasam da ödevlerimi hâlâ karanlıkta yazıyorum şiirleri bu arada buldum kargaları aldım silgilerimi Blackless |
sayfama gülen yüzünü iliştirmesende...
bizi o hazdan mahrum etsende...
gülen yüzünü bu sayfalarda bulacağımdan, sayki züğürt tesellisi benimkisi...
tebrikler can... kaptın yine ....::))