(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Beniz Kıyısı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Beniz Kıyısı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şairin özgün imgelerini zevkle sindirdiğimi belirtmek isterim ama imgeler de para gibidir ;yani,şiirin aktığı yolda ,duyguları veya bir tabloyu dile getirirken zenginlik kazandıran bir araçtırlar. Ama malesef,bu şiir kopuk ve bağlantısız imgelerle o kadar doldurulmuş ki;sanki, şair şiir değil de imge yazmak için şiir yazmış...
"az sonra öptüm alnının ırmağından usul bir bahar yarasını sarıyordu kaşlarındaki patikada"
Aman Allah'ım şu imgelerin güzelliğine bak! Harikalar harikası.Cemal Süreya'dan beri böyle bir soyutlama okumadım desem yeridir.
Hani var ya:
"Kırmızı bir kuştur soluğum kumral göklerininde saçlarının yoksuluz gecelerimiz kısa dörtnala sevişmek lazım"
Burada minnacık bir zaman sorunsalı da yok değil:
"Az sonra öptüm alnının ırmağından" dediniz mi, eylemin gelecek zamanda çekimlenmesi gerekir; oysa "sonra öptüm alnının ırmağından"(Hoş ben bu öpüş olayınnda alın yerine "ağzı"tercih ederdim ya, o zaman da şiiriyet nanay...) deseydi anlatı sekteye uğramazdı.Zarfın zarfı durumundaki "az" sözcüğü dizeye fren yaptırdı.Yine de şairin ressam oluşu göz önüne alınırsa portre kurgusunda sonsuz zaman derinliği zaten var.Bu durumda bizim ekşimiş gramer salvolarımız havada kalabilir.Şairin muhayyilesindeki "alnında ırmaklar olan sevgili" , kimbilir hangi zaman uçmağında bir öpüşe alnını uzatır.Bu şiirden hareketle esaslı bir tablo da yapabilir şair; imgeler derunî.
Hele de sonraki dizeler:
"Usul bir bahar yarasını sarıyordu kaşlarındaki patikada"
"alnındaki patikada" olsa dehşet bir "açık istiare olacakmış; ama olsun bu da güzel.Çok kapalı göndermeler de maksadından uzaklaşır elbette; şair bunu hesaplamış olmalı.
Salt bu bent bile yüzyıllara kalabilecek kadar kuvvetli, var ol şair.Zaten dikkatinizi çekti mi bilmem: Büyük şairlerin birçoğu edebiyatçı değildir.(Ben hariç diyormuşum:)) Yani demem o ki : Başka meslek dallarında eğitim almış entellektüel şairler, asıl mesleklerinin inceliklerini şiire yansıttığında, o şiirler balından yenmez oluyor.Enis Batur mimardır; şiiri bir bina yapar gibi çıkar,Dağlarca subaydır; kahramanlık şiirlerindeki ışıltısı malumunuzdur,Hilmi Yavuz felsefeci; şiirleri buram buram aforizmadır...vs.Nevzat Bey'in resim öğretmeni oluşu şiirini zenginleştirmekte, şiire yeni boyutlar getirmektedir.
"ince patlayışında üvey tomurcuğun yüzün sırçadan bir anne çekirdeği"
Nefis...Geçtiğimiz aylarda da bir şiirini okumalara doyamamıştım; orada da "annem çiçeği" gibi bir laf etmişti galiba. Nevzat Bey'in "anne temi" ni böylesi naif ve özgün kullanışı alkışlanası ve kıskanılası bir durum.(Çatla Kuvva hasedinden:)) Bu beyti açıklamak, yorumlamak günah değilse de mekruhtur herhalde.Öylesine bir güzellik işte sebepsiz kaya diplerinde açmış çiğdemler gibi...
"ayağım battıydı ve çamurdum çamur bir defnenin elini buldum sende"
Hep resim olanakları bunlar; bizim aklımıza gelmez tabii:)) Çok güzel."Bir defne serinliğiydi bulduğum sende" Of ki of...
"/ki hayatın yansısı görünmez aynalarda/"
"Ayna"yı şiirde kullanmak,her babayiğidin hakkını vereceği bir başarı değildir.Şair hakkını vermiş. xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
"papatya ne diye büyüttü kendini bilmem bir seviyor sevmiyor repliği nasıl olsa
her aynanın ardından baktım kendime yüzüm mayalanması mahcubiyetin
soyundum ve teninde üşüdüm ayaz yüksek kesimlerine yağdı ayrılıkların
bana kaldı güzün anlattığı "
Baştan sona renk cümbüşü hüzünler...Her dizesine roman yazarım ben bu şiirin,ne yazık ki pc namıssızlık yapıyor; affet beni şair ancak bu kadar yazabiliyorum.
Kısacası tebrikler, tebrikler ,tebrikler...
İzniniz olursa malum antolojide de yayımlamak isterim.Gözlerinden öpüyorum kardeşim.
Okumaya doyamadığım bir yorum olmuş. Övgülerini ne kadar hak ediyorum bilmiyorum ama şiiri bilerek, özümseyerek, salt bir şeyler karalama ya da iç dökme biçimi olarak görmeden yazmaya çalışıyorum. Şiirin ne olduğunu bilmek ya da ne olmadığını bilmek çok önemli bence...Genç şair, önce bunları öğrenmeli, sonra şiir yazmalı ya da yaza yaza ulaşmalı bu gerçekliğe. Açıkçası şiirini büyütmek, geliştirmek isteyen herkes, gelenek ile yeninin şiir aleminden nasiplenmeli, arada okumalar yapmalı, süreli yayımları takip etmeli...
Yazdıklarınıza sonsuz teşekkür ediyorum, şiir analizi de böyle yapılmalı derim. Eleştiri de gerekli övgü de... Benim başarıyla yapamadığım şeylerden birini-şiir eleştirisi- siz harika yapıyorsunuz. Bu anlamda tebrik etmek düşüyor bana...
kutlarım...harikaydı... şiirsel bir gezintiye çıkardınız beni...."rüzgâr eğilmez saçağında yelin" bu dizeye kadar bir baş yapıt okur gibi daldım şiirin içine... ama burdan sonra sanki şiir biraz duraksıyor gibi...baştaki imgelerin kendine özgülüğü bambaşkaydı... genel olarak harika bir şiir... ama sanki son 2-3 dize o baştaki imge fırtınasının yanında biraz sönük kalmış... kocaman tebrikler
Ama malesef,bu şiir kopuk ve bağlantısız imgelerle o kadar doldurulmuş ki;sanki, şair şiir değil de imge yazmak için şiir yazmış...
Sonsuz saygılar